Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2017/4780 E. 2018/17131 K. 27.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/4780
KARAR NO : 2018/17131
KARAR TARİHİ : 27.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜMLER : Beraat

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Katılan … vekilinin temyiz talebi üzerine sanık …’ın 08.01.2015 tarihindeki dilekçesinin temyiz talebine cevap niteliğinde olduğu ve sanığın temyiz talebinin hükmün gerekçesine yönelik olmadığı bu nedenle beraat kararının temyizinde de hukuki yararının bulunmadığı tespit edilerek; sanık … hakkında hırsızlık sanık … hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan beraat hükümlerinin katılan … vekili tarafından temyizi üzerine yapılan incelenmede,
1)Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/06/2014 tarih, 2013/13-203 Esas ve 2014/308 Karar sayılı kararında; “Suç tarihinde ekonomik değeri yüksek olan bir aracı kimlik bilgilerini ve açık adresini bilmediği arkadaşı “Gövde Mustafa” lakaplı Müslüm isimli kişiden emanet aldığını söylemesi, aşamalarda aracı emanet aldığı bu kişinin ismini kısmen değiştirerek ifade etmesi, soruşturma ve kovuşturma makamlarının ısrarına rağmen aracı emanet aldığını iddia ettiği kişiye ait kimlik ve adres bilgileri vermekten kaçınması ve sabıkalı geçmişi de dikkate alındığında hırsızlık suçlamasıyla muhatap olan sanığın sadece hayali bir isim zikretmekle suçlamadan kurtulmayacağını bilecek yaşam ve adli tecrübeye sahip olması ve gerçekte var olan bir kişiden aracı emanet alması durumunda suçlamadan kurtulmaya yönelik olarak aracı emanet aldığını söylediği kişinin bulunması için daha etkin bir çaba göstermesi gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu değil, hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.” şeklindeki açıklamalar ışığında, sanık …’un, suça konu cep telefonunu 2. el cep telefonu alım satımı yaptığı sırada ismini ve adresini bilmediği bir kişiden satın aldığını savunması, bu kişinin tespiti ve bulunması yönünden hiçbir çabasının olmaması, cep telefonunun çalındığı gün sanık …’un kendisine ait nüfus cüzdanı fotokopisi ile suça konu cep telefonunu sattığının tespit edilmesi karşısında, suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik soyut ve Ceza Genel Kurulu kararında ifade edilen olayda olduğu gibi itibar edilmesinin mümkün olmadığı hususu karşısında, sanık …’un eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu, sanık … hakkında hırsızlık suçundan birleştirme talepli iddianame düzenlenmesini sağlayarak mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği halde, yetersiz gerekçe ile beraat hükmü kurulması,
2)Katılan …’in saat 15.00 sıralarında cep telefonunun çalındığını bildirdiği, cep telefonunun suç tarihi olan 02.05.2014 tarihli HTS kaydında yaklaşık 1,5 saat sonra 0543 477 15 88 numaralı hat tarafından kullanıldığının ve bu hattın İsmail Çulha isimli kişiye ait olması karşısında; …. isimli kişi bulunarak konuya ilişkin diyeceklerinin sorularak sanıklarla bağlantısının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği düşünülmeden eksik kovuşturma ile sanıklar … ve … hakkında atılı suçlardan beraat kararı verilmesi,
3)Sanıklar … ve …’un suç tarihinde kullandıkları cep telefonlarının HTS kaydı istenerek o dönemde irtibat halinde olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
4)Sanık … ve katılan …’in yüzleştirilerek katılan’ın çalıştığı yere gelerek cep telefonunu çalan kişi olup olmadığının tespit edilmeden eksik kovuşturma ile beraat kararı verilmesi,
5)27.11.2014 tarihli karar duruşmasında Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda başka suçtan hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmayan sanık …’ın duruşmada hazır bulundurulmayıp yokluğunda hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan … vekilinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 27.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.