Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2017/3779 E. 2019/4271 K. 25.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3779
KARAR NO : 2019/4271
KARAR TARİHİ : 25.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Onama

Yerel mahkemece sanıklar hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçlar tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık … hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen hükmün sanık tarafından temyizi üzerine yerel mahkemece verilen temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın, sanığa tebliğ edildiği, ancak sanığın ek kararı temyiz etmediği belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık … hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarına yönelik kurulan beraat hükümleri ve sanıklar …, …, …, … hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçları yönünden kurulan beraat hükümleri ve ayrıca sanık … hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde;
1-Katılan …’in iş yerinden alınan ve …. Jandarma Bölge Komutanlığının 2009/268 uzmanlık numaralı raporu ile sahibi tespit edilemeyen olay yeri izleri veri tabanına alınan 3 adet parmak izinin yine …. Jandarma Bölge Komutanlığı’nın 2009/466 uzmanlık numaralı raporu ile sanıklardan … ve …’a ait olmadığının belirlenmesine rağmen, diğer sanıklar …, …, … ve …’ın parmak izleri ile karşılaştırmanın yapılmaması,
2-25/03/2009 tarihli ihbar tutanağı neticesinde soruşturmanın derinleştirildiği ve buradan hareketle sanıklara ulaşıldığının anlaşılması karşısında; gerekirse olaydan bir gün önce…. ilçesinde meydana gelen benzer iş yeri hırsızlığına ilişkin soruşturma ve kovuşturma evrakları getirtilerek, ihbarın yapıldığı telefon numarası da araştırılmak suretiyle ihbarcının açık kimlik ve adres bilgileri tespit edilip olayla ilgili tanık sıfatıyla bilgisine başvurulmaması,
3-Sanık …’un savunmalarında, diğer sanık …’un kendisiyle irtibat kurduğu telefon numaraları olarak belirttiği ……… numaralı cep telefonu hatlarının suç tarihinde kime ait olduğu tespit edilmeden ve suç tarihi itibarıyla bu telefon numaralarını kimin kullandığı hususunda hat sahiplerinin tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmadan ve ayrıca suç tarih ve saatinde hangi baz istasyonlarından sinyal aldığı ve suçun işlendiği yerde sinyal bilgilerinin alınıp alınmadığı hususunda HTS raporları getirtilip yaptığı görüşmeler ve kullanılan baz istasyonunu belirlenip diğer sanıklar ile iletişimi, suç tarih ve saatinde nerede bulunduğu araştırılmadan hüküm kurulması,
4-…. Telekomünikasyon A.Ş.’nin 08/09/2009 tarihli yazısı ile sanık …’a ait olduğu tespit edilen …… numaralı hat ile Turkcell İletişim hizmetleri A.Ş.’nin 12/08/2009 tarihli yazısı ile adı geçen sanığa ait olduğu tespit edilen …….. numaralı hatların, suç tarih ve saatinde hangi baz istasyonlarından sinyal aldığı ve suçun işlendiği yerde sinyal bilgilerinin alınıp alınmadığı hususunda HTS raporları getirtilip yaptığı görüşmeler ve kullanılan baz istasyonunun belirlenerek diğer sanıklar ile iletişimi ve suç tarih ve saatinde nerede bulunduğunun araştırılmaması,
5-Olay tarihinde ….. adına kayıtlı ….2738 hat sahibinin açık kimlik bilgileri tespit edilerek, suç tarihi itibarıyla bu telefon numarasını kimin kullandığı hususunda tanık sıfatıyla beyanına başvurulmaması,
Kabule göre de;
6-Sanıklar …, …, … ve …’ın birlikte iştirak iradesi içerisinde atılı hırsızlık suçunu işlediklerinin kabulü karşısında; iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından da ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği halde, yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
7-Suça konu yerdeki yazar kasada bulunan 1500 TL para ile katılanın beyanına göre, 410.156,32 TL, mahkemenin kabulüne göre 300.000 TL değerindeki ilaçların çalınması şeklindeki olayda, hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken üst sınırdan ceza tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
8-…. Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen 04/01/2010 tarihli iddianamede, sanık … hakkında suç eşyasının satın alınması suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmadığı halde, ayrıntıları Ceza Genel Kurulu’nun 06/05/2014 tarih, 2012/6-1486 Esas ve 2014/238 sayılı kararında belirtildiği üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 225/1. maddesinde yer alan, “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hakkında açılmış dava bulunmayan ve iddianamede anlatılış tarzına göre unsurları gösterilmeyen 5237 sayılı Kanun’un 165/1. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan cezalandırılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
9-“Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararı uyarınca aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararı uyarınca farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu” şeklindeki kararları uyarınca başka suçtan…. Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi de bulunmayan sanık …’ın kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 196. maddesine aykırı davranılması,
10-Sanıkların birlikte sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise eşit olarak sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
11-28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa’nın 81. maddesi ile değişik 106/3. maddesi uyarınca adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma tedbirine de karar verilebileceği gözetilerek, sanık … hakkında kurulan hükümde infaz yetkisini de kısıtlar şekilde adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi,
12-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
13-Dosya kapsamındaki bir kısım sanıkların, …..1250 numaralı hattı kullanan kişinin sanık … olduğunu belirtmeleri karşısında; söz konusu hattın olay tarih ve saatinde sanık …’un mu yoksa sanık …’in mi kullanımında olduğu gerekçeli kararda tartışılmadan sanık … tarafından kullanıldığının kabulü ile yazılı şekilde karar verilmek suretiyle çelişki oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve … müdafiileri ile sanıklar …, … ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 25/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.