YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3444
KARAR NO : 2018/16873
KARAR TARİHİ : 25.12.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Beraat
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Kovuşturma evresinde duruşmada yöntemine uygun şekilde haberdar edilmeyen ve katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören müşteki …’ın temyiz dilekçesi ile katılma iradesi açıkça ortaya koyduğunun anlaşılması karşısında; Ceza Genel Kurulu’nun 2010/9-149, 2010/205 sayılı ve 19/10/2010 günlü kararı ışığı altında, CMK’nın 237/2. maddesi hükmü nazara alınarak Dairemizce müşteki …’ın katılma istemi konusunda, temyiz inceleme aşamasında bir inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmesi olanaklı görüldüğünden, müşteki doğrudan doğruya suçtan zarar görmesi nedeniyle davaya katılan olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
1-15/04/2014 tarih ve 2014/16410 Esas sayılı iddianame içeriğine göre, 09/04/2014 tarihinde işlendiği iddia olunan hırsızlık suçundan dolayı dava açıldığı, sanığın aynı iş yerinden hırsızlığa teşebbüs ettiği 10/04/2014 tarihinde işlendiği iddia olunan suçtan dolayı dava açılmadığı, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerekebileceği nazara alınarak bu suçtan dolayı dava açılıp açılmadığı araştırılarak açılmadığının saptanması halinde suç duyurusunda bulunulması, dava açılması halinde öncelikle birleştirme olanağı varsa dosyalar birleştirilerek, birleştirme olanağı mümkün olmadığı taktirde dava dosyalarının bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine konulması sağlanarak TCK’nın 43. maddesinin uygulanması koşulları tartışılıp değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir edilmesi gözetilmeden ve müşteki … ile soruşturma aşamasında bilgi sahibi olarak alınan beyanında olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisi olan İsmail Babur’un usulüne uygun şekilde davet edilip duruşmaya katılımları sağlanılarak dinlenilmesi ve 09/04/2014 tarihli olaya ilişkin bilgi sahibine usule uygun teşhis yaptırılması gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yazılı biçimde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-Suç vasfının tayini açısından, suça konu halıların nereden çalındığı tespit edilerek suçların işlendiği yerlerin tespiti amaçlı gerektiğinde keşif yapılarak sonucuna göre; eylemlerin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-e ya da 142/1-b maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçlarına da vücut verebilecek olmasına rağmen; eksik kovuşturmayla eylemin 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesindeki hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilmesi,
3-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, hükümden sonra TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan … vekilinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 25/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.