Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2017/3097 E. 2018/17053 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3097
KARAR NO : 2018/17053
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar … ve … haklarında müşteki …’ye yönelik eylemleri nedeni ile kurulan hükümlerde, Dairemizce de benimsenen ve Y.C.G.K.’nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçlarının failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötüniyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Sanıkların suça konu topraklama çubuğunu sattığı işyerini göstermesi üzerine, işyerinin sahibi olan ve hakkında suç eşyasının satın alınması suçundan beraat kararı verilen …’ın mağdura ait topraklama çubuğunu kolluğa teslim etmesiyle iadenin sağlandığı olayda, …’ın zararının sanıklar … ve … tarafından giderilip giderilmediği araştırılmaksızın, eksik kovuşturma ile 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesiyle uygulama yapılması,
2-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise;
Sanıklar, olay tarihinde mağdurun D blok giriş kapısı, sol tarafında ve doğalgaz panosunun alt kısmında toprak zemine monteli olarak bulunan 30 TL değerindeki topraklama çubuğunu çaldıklarının anlaşılması karşısında, suça konu topraklama çubuğunun değer tespiti yapılarak, sanıklar hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirimler yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Sanık …’in güncel adli sicil kaydına göre, Adana 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/402 Esas ve 2013/604 Karar numaralı, 18.07.2013 tarihinde kesinleşen ve …’ın güncel adli sicil kaydına göre, Adana 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/313 Esas ve 2010/1088 Karar numaralı, 12.11.2010 tarihinde kesinleşen tekerrüre esas alınan ilamlarının, TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca hükmolunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarına ilişkin olduğu, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinin değiştirilmiş olması ve anılan Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesindeki düzenleme karşısında; bu suçlar yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılıp tekerrüre esas olmaması halinde adli sicil kaydındaki diğer ilamlar incelenerek tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının gözetilmemesi,
4-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve … müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış hakkının gözetilmesine, 26.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.