Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2017/1299 E. 2018/16751 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1299
KARAR NO : 2018/16751
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanıklar … ve … hakkında konut dokunulmazlığının ihlali ve hırsızlık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelemelerinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26/03/2013 tarih, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 Karar sayılı kararında belirtildiği ve Dairemizce de benimsendiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 763. maddesi uyarınca suça konu eşyayı üçüncü bir kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden sanığın artık eşya üzerinde tasarruf yetkisi kalmadığından, üzerinde tasarruf yetkisinin bulunmadığı suç konusu malları sattığı kişiyi bildirmesi sonucu satın alan kişiden alınmasının 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesi anlamında sanık tarafından gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabulünün mümkün olmadığı ancak sanığın çaldığı malı satması nedeniyle haksız biçimde sağladığı kazancı iade etmesi halinde 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesi anlamında bir iade ve tazminden bahsetmenin mümkün olacağı, satın alan iyi niyetli ise, sanığın sattığı yeri ve kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yanı sıra aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetli ise satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerektiği,
Somut olayda; hakkında 5237 sayılı TCK’nın 165. maddesine konu suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden suça konu eşyayı satın alan kişinin kötü niyetli olduğu gözetildiğinde, hırsızlık suçunun sanıkları açısından, her ne kadar çalınan eşyayı sattıkları yeri söyleyerek suç konusu eşyanın mağdura iadesini sağlamış iseler de satın alandan elde ettikleri parayı kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmeleri hâlinde etkin pişmanlık hükümleri uygulanabileceği için 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı halde, çaldığı malları sattığı kişiyi bildirmekle yetinen ancak satıştan elde ettikleri kazancı iade etmeyen sanıklar hakkında etkin pişmanlık nedeniyle anılan madde uyarınca indirim yapılması sonucu yazılı şekilde eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından, Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının kapsam ve içerik itibarıyla mahallinde infaz aşamasında gözetilebileceğinden, 5237 sayılı TCK’nın 63. maddesi uyarınca sanık …’in gözaltında kaldığı sürenin cezasından mahsubuna karar verilmesi gerekirken gözardı edilmesi, mahallinde infaz aşamasında gözetilebileceğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca sanık … müdafiinin adının ve soyadının, (c) bendi uyarınca suçun işlendiği zaman diliminin, (d) bendi uyarınca sanık …’in gözaltında kaldığı tarih ve sürenin gerekçeli karar başlığında yazılması gerekirken yazılmamaları, mahallinde giderilebilir eksiklikler olduğundan, sanık …’ın 05/11/2014 tarihinde gözaltına alınmasına rağmen gerekçeli karar başlığında 04/11/2014 olarak yazılması, kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçen mağdurun gerekçeli karar başlığında şikayetçi olarak yazılması ve … müdafiinin gerekçeli karar başlığında vekil olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hataları olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, sanıklar … ve … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 24/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.