Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2017/1034 E. 2018/16618 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1034
KARAR NO : 2018/16618
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Olay tarihinde kolluk tarafından tanzim edilen tutanaklarda, sanığın saat 05.30 sıralarındaki hırsızlık olayı ihbarı üzerine yakalandığı, katılan …’nun 23.30 sıralarında uyuyup 07.30 sıralarında uyandığında otobüs içerisinde meydana gelen hırsızlık eylemini fark ettiğine ilişkin beyanları, suç tarihinde UYAP sisteminden elde edilen kayıtlara göre, güneşin doğuş saati 05.53 olduğu dolayısıyla gece sayılan zaman diliminin 04.53’te sona erdiği dikkate alındığında; sanığın eylemini gece gerçekleştirdiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde denetime olanak verecek şekilde tartışılmadan yazılı şekilde TCK’nın 143. maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
2-Şehirler arası otobüs terminalinin otoparkında park halinde bulunan yolcu otobüsünde gerçekleşen eylemin TCK’nın 142/1-c maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Yasa’nın 142/1-b maddesi uyarınca hüküm kurulması,
3-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/ 85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsamında hak yoksunluklarına ilişkin hükmün yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Sanığa yargılama gideri olarak yükletilen zorunlu müdafiilik ücretinin, 5271 sayılı CMK’nın 101/3. maddesi uyarınca soruşturma aşamasında yapılan sorgu esnasında mahkemece sanığa savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesinden kaynaklandığı ve yasal zorunluluğa dayanması nedeniyle, zorunlu müdafi için ödenen avukatlık ücretinin sanığa yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’nın temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.