Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/9829 E. 2018/13801 K. 01.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/9829
KARAR NO : 2018/13801
KARAR TARİHİ : 01.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-03.12.2012 tarihli bilirkişi… tarafından düzenlenen, iş yeri güvenlik kamera kayıtlarının incelenmesine ilişkin raporda geçen ”…. Görüntüye giren yüzü maske ile kapalı şahsın ilk olarak güvenlik kameralarını ters yöne doğru çeviriyor ve ortam karartılıyor…” şeklindeki tespiti ve dosya içerisindeki fotoğrafların incelenmesinde, bu tespiti teyit eden fotoğrafların varlığı karşısında, konunun açıklığa kavuşturulup, TCK’nın 142/2-f hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan, hatalı nitelendirme ve eksik kovuşturma ile hüküm tesisi,
2-Suç tarihi olan 16/02/2011 tarihinde, UYAP kayıtlarına göre, güneşin saat 07.04’de doğduğu, saat 06.04 ve öncesinin gece sayılan zaman diliminden olduğu, sanık …’in mahkeme huzurunda yaptığı savunmasında müştekinin iş yerine gece 03.00 girdikleri, 3 saat orada kaldıklarını beyan ettiği, iş yeri güvenlik kamera kayıtlarının da bunu doğruladığı, olayın gece vakti gerçekleşmesi nedeniyle sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nın 143/1. maddesinin ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde aynı Yasa’nın 116/4. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
3-İş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi nedeniyle sanıklar … ve … hakkında TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-İş yeri dokunulmazlığınının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerde suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, faillerin kastlarının yoğunluğu, amaç ve saikleri nazara alınarak 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi gereğince temel cezanın tayininde üst sınıra yakın ceza tayin edilmemesi,
5-Sanık … hakkında kurulan tüm hükümlerde 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
6-Suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin “ayrı ayrı” yerine, “eşit olarak” alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
7-Yabancı ülke vatandaşı sanıklar …, …, … hakkında, döviz bürosundan çalındığı anlaşılan paraları, bir başka döviz bürosunda bozdurmaya çalışırken yakalanmış olmaları ve oturdukları evde de suça konu paraların bulunmuş olması, bu paraları elde ediş şekillerine dair hayatın olağan akışına uygun, kabul edilebilir, makul, mantıklı olmayan, bu nedenle itibar edilemeyecek nitelikteki savunmaları karşısında, eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 165. maddesinde tarif edilen suçu oluşturacağı, bu suçtan dolayı birleştirme talepli dava açılmasını sağlayıp birleştirerek, mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği halde yerinde olmayan ve yetersiz gerekçe ile beraatlerine karar verilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve … müdafileri ile katılan … vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 01.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.