Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/19474 E. 2018/15902 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/19474
KARAR NO : 2018/15902
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinden; İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/05/2010 tarih, 2009/1418 Esas ve 2010/341 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 87/3 maddelerine konu kasten yaralama suçundan dolayı aldığı, 05/10/2010 tarihinde kesinleşen ve 05/10/2012 tarihinde yerine getirilen 11 ay 20 gün erteli hapis cezası ile mükerrir olduğu, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 58/6-7. maddesi uyarınca, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından, yine sanığın adli sicil kaydının incelenmesinden; İzmir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/06/2009 tarihinde kesinleşen 2008/2027 Esas-2009/822 Karar sayılı ve İzmir 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 05/05/2010 tarihinde kesinleşen 2009/245 Esas ve 2010/886 Karar sayılı ilamları ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek 5 yıllık denetim süresinin belirlendiği, 5 yıllık denetim süresi içerisinde sanığın kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına yönelik karar verilmesi gerekip gerekmediği mahkemesince takdir edilmek üzere karar kesinleştiğinde kesinleşme şerhli bir örneği gönderilmek sureti ile ihbarda bulunulmasına karar verilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmişse de, mahkemesince mahallinde giderilebilir eksiklik olduğundan, hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 324/4. maddesinde atıfta bulunulan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20,00 TL’den az olduğu halde yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıktan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin miktarından az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün olduğundan, kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçen mağdurun 5271 sayılı CMK’nın 232. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendine aykırı olarak gerekçeli karar başlığında şikayetçi olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık …’ın temyiz talebi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi göndermesiyle 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca; Hüküm fıkrasında yer alan “Ayrıca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” ibarelerinin çıkarılması, yerine “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına, günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenmesine, hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamının açık ceza infaz kurumunda yerine getirilmesine” ibarelerinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.