Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/18922 E. 2018/17030 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/18922
KARAR NO : 2018/17030
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I)Sanıklar … ve … haklarında, müşteki …’na yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelemelerinde;
Güvenlik timlerinin sanıkları 25.10.2014 günü çarşıda gezerlerken kamera kaydı incelemesi ile öğrenilen eşgal bilgilerine istinaden şüphe üzerine ve tesadüfen yakalamaları, sanıkların ellerinde bulunan hırsızlık konusu eşyaların sahiplerinin, güvenlik timleri tarafından kendi araştırmaları sonucu bulunduğunun, bu şekilde sanıkların eylemlerinin tamamlandığının anlaşılması karşısında; haklarında teşebbüs ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından ve Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanıklar … ve … müdafiilerinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiriler dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II)Sanıklar … ve … haklarında, müştekiler … ve …’a yönelik hırsızlık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelemelerinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Mağdur …’a karşı eylemde; 25.10.2014 tarihli yakalama ve üst arama tutanağı incelendiğinde; Güvenlik timlerinin 17.10.2014 tarihli olayda mağazadan hırsızlık yapan şahısları kamera görüntülerinden izlemiş oldukları eşgal üzerine ve 25.10.2014 tarihinde tesadüfen bu şahısları görmeleri üzerine sanıkları yakaladıkları olayda, kesintisiz takip bulunmadığı, mağdur …’a karşı eylem tamamlandığı halde, mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesinin uygulanarak eksik ceza tayini,
2-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise;
1-Sanıkların, olay tarihinde müşteki …’ın iş yerinden 15,00 TL değerinde ve müşteki …’un iş yerinden ise 70,00 TL değerinde eşya çaldıklarının anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında suçların işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malların değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirimler yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Güvenlik timlerinin tesadüfen sanıkları yakalamaları üzerine, sanıkların ellerinde bulunan hırsızlık konusu eşyaların sahiplerinin, güvenlik timleri tarafından kendi araştırmaları sonucu bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve … müdafiilerinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının korunmasına, 19.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.