Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/18709 E. 2018/17007 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/18709
KARAR NO : 2018/17007
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Suç tarihinde gece saat 19.30 sıralarında telefonla konuşarak yürümekte olan müştekinin elinden cep telefonunun çekip alınmak suretiyle çalındığı, kimliği belirtilmeyen ihbarcı şahsın beyanı üzerine … isimli şahsın yakalandığı, müştekinin yaptırılan teşhis işleminde kıyafetlerinden ve fiziki özelliklerinden sanığı teşhis ettiğini, ancak yüzünü net göremediğini söylediği, müşteki yargılama aşamasında ise sanık ile kendisinin ortak arkadaşı olan Orhan isimli kişinin kendisine cep telefonunu çalan kişinin sanık … olduğunu söylediğini beyan ettiği, yapılan yargılama sonucunda atılı suçtan sanığın mahkumiyetine karar verildiği, Orhan isimli kişinin olduğu, bu şahsın karar tarihinden sonra 01/12/2014 tarihli dilekçesi ile sanık ile arasındaki husumet olması sebebiyle müştekiye sanık aleyhinde beyanda bulunduğunu beyan ettiği, sanık … müdafii ile 01/12/2014 tarihinde mahkemeye başvurarak kendisinin atılı suçu işlemediğini, kendisinin kimliğini kullanan kişinin suçu işlemiş olabileceğini beyan ettiği, mahkemece 01.12.2014 tarihinde mahkemeye başvuran sanık …’ın çektirilen fotoğrafları ile, yakalamalı olarak duruşmada beyanı alınan sanığın kimliği üzerindeki fotoğrafların aynı olmadığına ilişkin tutanak tutulduğu, karardan sonra mahkemeye başvuran sanık …’ın parmak izi alındığı, ancak tasnife ilişkin raporun dosyada bulunmadığı anlaşılmakla; suçu işlediği iddia edilen ve hazırlıkta beyanı alınan kişi ile mahkemeye başvuran ve kendisinin … olduğunu beyan eden kişinin dosya içerisinde bulunan imza ve fotoğraflarının kriminal incelemesinin yaptırılarak sanığın gerçek kimliği tespit edildikten sonra hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmasında suçlamayı kabul etmemesi karşısında; müştekinin çalınan cep telefonunun BTK’dan suç tarihi ve sonrasına ilişkin görüşme kayıtlarını içerir şekilde HTS kayıtlarının getirtilerek incelenmesi gerektiğinin düşünlümemesi,
Kabule göre de;
3-Suç tarihinde güneşin 17.38’de battığı, eylemin saat 19.30 sıralarında meydana geldiği anlaşılmakla, sanık hakkında TCK‘nın 143. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

4-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. yollamasıyla 1412 saylı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 26.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.