YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/18701
KARAR NO : 2018/16089
KARAR TARİHİ : 12.12.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000,00 TL’ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, sanık hakkında mala zarar verme suçundan dolayı tayin edilen 2.000,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezanın türü ve miktarı itibarıyla temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince sanık … müdafiinin temyiz talebinin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekinin 11.10.2013 tarihli celsede beyan ettiği 400,00 TL zararın sanık … tarafından avukatı aracılığı ile 17.01.2014 tarihinde mahkeme veznesine depo edildiğinin anlaşılması karşısında, zararın giderildiği anlaşılmakla, sanık hakkında TCK’nın 168/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verirken, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde sayılan nesnel ve özel koşulların değerlendirilip buna göre ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerekiği, sanığın adli sicil kaydında daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı, adli sicil kaydındaki ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu ve atılı suçun 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/8 maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlendiği, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilmek için aranan 5271 sayılı CMK’nın 231/6-a maddesinde gösterilen ”Kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel koşulunun bulunduğu,hırsızlık suçundan müştekinin zararının giderilmesi de dikkate alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel koşullardan olan mağdurun maddi zararının olmadığı da gözetilerek, sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, ”Sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel koşulunun da hükmolunan cezaların ertelenmesi gerekçesinde gerçekleştiğinin açıklanmış olması karşısında, sanık hakkında “Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğundan” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Atılı suçtan neticeten hükmedilen 1 yıl 9 ay 20 gün hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, aynı Yasa’nın 53/3. maddesinde yer alan “mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” düzenleme gereği uzun süreli hapis cezası ertelenenler hakkında, sadece kendi altsoyu bakımından TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen haklar dışındaki diğer haklardan yoksun kılınma kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve ayrıca T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ”ayrı ayrı”, ortak yargılama giderlerinden ise “payları oranında” sorumlu tutulmaları yerine, “müştereken ve müteselsilen” alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA,12.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.