Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/18443 E. 2018/17011 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/18443
KARAR NO : 2018/17011
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanıklar … ve … hakkında 13.11.2010 tarihli mala zarar verme eylemleri nedeniyle mahallinde zamanaşımı süresinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
I-Sanık …’un temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın 30.12.2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü CMUK’nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz ettiği anlaşılmakla, sanığın Diyarbakır 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.08.2016 tarihli temyizin reddine ilişkin ek karara karşı yaptığı temyiz isteminin CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan 03.08.2016 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararın tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafiinin temyiz talebi ile sanık … hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; 06.03.2011 tarihli hırsızlık suçunun sanık … tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar Ferhan ve …’un tüm aşalamalarda değişmeyen savunmalarında atılı suçu sanık … ile birlikte işlediklerini beyan ettikleri, 07.03.2011 tarihli olay yakalama tutanağında da sanıkların çaldıkları kabloyu satın alan Mahmut Tanış’ın da 250 metre uzunluğundaki kabloyu olay günü …, … ve … isimli şahsın getirdiğini beyan ettiğinin belirtildiği anlaşılmakla; sanık …’un üzerine atılı hırsızlık suçunu işlediği sabit olduğu halde, mahkumiyeti yerine yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
2-Sanık …’un kollukta müdafii huzurunda alınan beyanında, 13.11.2010 tarihli eylemde suç yeri olan Talaytepe yolu civarındaki hırsızlığı akrabaları olan Aydın Akkoyun,Sezgin Akkoyun ve Hakan Akkoyun’un gerçekleştirdiğini beyan ettiği, sanığın hiç bir aşamada bu tarihte bu mevkide meydana gelen hırsızlık eylemini kabul etmediği, dosyada mevcut 07.03.2011 tarihli yakalama tutanağında, “Sanığın değişik zamanlarda anılan mevkilerde kablo hırsızlığı yaptıklarına ilişkin beyanda bulunduğuna” ilişkin tutanak dışında anılan suç tarihinde atılı hırsızlık suçunu işlediğine ilişkin mahkumiyete yeter derecede delil bulunmadığı anlaşılmakla, 13.11.2010 tarihindeki hırsızlık eyleminden beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Sanıklar … ve …’un 18.09.2010 tarihli katılan kuruma yönelik kablo hırsızlığı eylemleri nedeniyle 31.03.2011 tarihli iddianame ile açılan davada Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/247 Esas sayılı dosyasında yargılanarak TCK’nın 142/1-b, 62. maddelerinin uygulanması suretiyle 1 yıl 8 ay hapis hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildiği, sanık … hakkında verilen kararın 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği, sanık … hakkında verilen kararın 24.09.2014 tarihinde kesinleştiği ve sanık …’un bu eylemlerinden sonra incelemeye konu 06.03.2011 tarihinde yine aynı katılana yönelik hırsızlık suçunu işlediğinin ve bu suretle, sanık …’un aynı suçu işleme kararı ile aynı katılana yönelik hırsızlık eylemini gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında; sanık … hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması ve sanığın daha önce verilen ve kesinleşen cezası mahsup edilerek TCK’nın 142/1-b, 43 maddelerinin uygulanarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
4-Sanık … hakkında; kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması ve yine T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık … müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK’nun 325. maddesi gereğince 2 ve 3 nolu bozma sebeplerinin temyiz istemi reddedilen sanık …’a sirayetine, 26.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.