Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/18262 E. 2018/16205 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/18262
KARAR NO : 2018/16205
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : …, …
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık … hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen beraat kararına yönelik olarak yapılan incelemede;
Beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/Son madde ve fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasına “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/5. madde ve fıkrası uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanık …’a verilmesine” cümlesi yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık …’in 18.12.2014 tarihli temyiz dilekçesine eklediği sağlık raporunda hakkında orta derecede zeka geriliği bulunduğuna yönelik bir teşhisin söz konusu olduğunun anlaşılması karşısında, öncelikle CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanarak, TCK’nın 32/1-2. maddeleri uyarınca sanığın suç tarihi itibarıyla akıl hastalığı bulunup bulunmadığı ve bu hastalığı nedeniyle işlediği hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali fiillerinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiillerle ilgili olarak davranışları yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalıp azalmadığı veya aynı maddenin 2. fıkrasında belirtildiği üzere birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte, işlediği fiillerle ilgili davranışları yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı hususunda rapor alınarak hukuki durumunun buna göre değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2-Katılan … ve …’ın soruşturma aşamasında suça konu yerlerin aktif olarak kullanılmayan boş dükkan ve depo vasfında olduğunu beyan etmeleri karşısında; unsurları itibarıyla oluşmayan iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan sanık …’in beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
3-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/ 85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsamında hak yoksunluklarına ilişkin hükmün yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Sanık hakkında TCK’nın 116/2. maddesi uyarınca hükmolunan 6 ay hapis cezası bir kat artırıldığında netice cezanın 12 ay yerine 1 yıl olarak belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ile katılanlar … ve …’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 13.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.