Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/18238 E. 2018/16191 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/18238
KARAR NO : 2018/16191
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık …’ın müşteki S’in cadde üzerinde herhangi bir yere kilitlemeksizin park ettiği bisikletini çaldığı olayda, eyleminin TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen suça uyduğu gözetilmeden, sanık hakkında aynı Kanun’un 142/1-e maddesinden düzenlenen suçtan hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
2-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
3-Bisikleti bıraktığı yeri göstermek suretiyle hasarsız olarak müştekiye iadesini sağlayan sanığın cezasından hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5-Sanığa yargılama gideri olarak yükletilen zorunlu müdafiilik ücretinin, 5271 sayılı CMK’nın 101/3. maddesi uyarınca soruşturma aşamasında yapılan sorgu esnasında mahkemece sanığa savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesinden kaynaklandığı ve yasal zorunluluğa dayanması nedeniyle, zorunlu müdafi için ödenen avukatlık ücretinin sanığa yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 13.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.