Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/17857 E. 2018/15701 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/17857
KARAR NO : 2018/15701
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Gerekçeli kararın sanığın duruşmada bildirdiği beyan ve aynı zamanda MERNİS’te kayıtlı adresine 04.08.2014 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre usulünce tebliğ edildiği, sanığın hükmü CMUK’nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra, 08.10.2014 tarihinde tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla, aynı Kanun’un 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık … hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Değer tespit tutanağına göre, suça konu viskinin 125,00 TL olduğunun belirtilmesi ve tekel bayii işleten sanığın piyasa değerinin çok altında suça konu viskiyi satın aldığının anlaşılması karşısında; tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/06/2007 tarih, 2007/10-108 Esas ve 2007/152 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, Yasa koyucunun hapis cezasının yanında ayrıca adlî para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adlî para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi, dayanılan gerekçelerin de yasal ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği, yine aynı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine” hükmolunacağının belirtildiği, somut olayda mahkemece temel cezanın tespiti sırasında hapis cezası takdiren alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, para cezası tayin edilirken 5237 sayılı Kanun’un 61. maddesine aykırı olacak şekilde alt sınırdan niçin uzaklaşıldığına dair hiçbir gerekçe gösterilmeden anılan Kanun’un 52/1. maddesinde gösterilen 5 tam gün sayısı yerine 6 gün üzerinden adlî para cezasına hükmedilmek suretiyle, sanık hakkında fazla ceza tayin olunması,
2-5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesine göre, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olan sanık hakkında aynı Yasa’nın 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükümden adli para cezasına ilişkin “TCK’nın 165/1. maddesi uyarınca 5 gün karşılığı adli para cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 4 gün karşılığı adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 52/2. maddesi uyarınca mahkemenin takdiri gözetilerek bir gün karşılığı 20,00 TL kabul edilerek sonuç adli para cezasının 80,00 TL olarak belirlenmesine” ibaresi eklenmek ve hüküm fıkrasından “5237 sayılı TCK’nın 53 uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.