Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/17359 E. 2018/15609 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/17359
KARAR NO : 2018/15609
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz isteminin incelemesinde;
14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000,00 TL’ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, mala zarar verme suçundan sanık … bakımından tayin edilen 2.000,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezanın türü ve miktarı itibarıyla temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince sanık …’nin temyiz talebinin tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-Sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz isteminin incelemesinde;
1-Dosya içinde yer alan ve aynı olaya ilişkin olarak 2011/4618 Soruşturma, 2013/588 Esas ve 2013/258 İddianame no üzerinden sanık …hakkında kamu davası açıldığı, bu iddianamenin mahkeme tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına CMK’nın 175. maddesi uyarınca iade edildiği, bu iade kararının Cumhuriyet Başsavcılığın itirazının reddi üzerine kesinleştiği, bunun üzerine tekrar soruşturma defterine 2013/2278 numara ile kaydı yapılan dosyanın 2014/123 Esas, 2014/55 sayılı iddianame ile bu kez sanık … hakkında ikinci kez bir kamu davası açıldığı, bu iddianame Mahkeme tarafından 2014/26 iddianame değerlendirme no ile kabul edildiği halde mahkeme tarafından düzenlenen tensip tutanağında iade edilen iddianameye ilişkin 2013/588 Esas nolu iddianame ilişkin kovuşturmanın başlatıldığı belirtilerek bu iddianame sanığı yerine sanık … hakkında yargılama yapılarak soruşturma ve kovuşturma ile ilgili olarak karışıklığa neden olunması,
2-Hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen ve aynı zamanda sanığın da babası olan ’nin o tarihte askerde bulunan oğlu … için aldığı telefon numarasını tam olarak hatırlayamadığını, sanığın da böyle bir hattı hiç kullanmadığını aşamalarda savunması karşısında, suça konu cep telefonunda kullanıldığı anlaşılan hatta ilişkin olarak ilgili GSM şirketinden hatta ilişkin belgeler istenerek hattın nerede, ne zaman ve ne şekilde açıldığı araştırılıp gerçekten tarafından açılıp açılmadığının tespit edilmesi,
sanık …’nin soruşturma aşamasında kullandığını beyan ettiği 0 534 067 48 94 numaralı hattın suç tarihinde gerçekten sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığı, hangi baz istasyonundan sinyal aldığı hususları tespit edilerek sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabule göre de; katılanlara ait araçta her iki katılana ait eşyaların bulunduğu ve yine her iki katılana ait eşyaların da araç içinden çalındığı nazara alındığında çalınan eşyaların niteliği de göz önüne alınarak sanığın bunların farklı kişilere ait olduğunu bilebilecek durumda bulunup bulunmadığı değerlendirilip tartışılarak, çalınan eşyaların sanık tarafından farklı kişilere ait olduğunu bilebilecek durumda olmadığının değerlendirilmesi halinde tek bir hırsızlık suçundan hüküm kurulması, sanığın bu eşyaların farklı kişilere ait olabileceğini bilebilecek durumda olduğu hususunun ise gerekçeli kararda tartışmasız bırakılarak yazılı şekilde iki ayrı hırsızlık suçundan hüküm kurulmuş olması,
4-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’nin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 03/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.