Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/17090 E. 2018/15821 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/17090
KARAR NO : 2018/15821
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Tanık …’nin temyiz talebine yönelik yapılan incelemede;
Tanık …’nin taraf sıfatı bulunmaması sebebiyle hükmü temyize hakkı olmadığı anlaşılmakla; temyiz isteminin 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanununun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanık … hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından, sanıklar … ve … hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelemesinde;
Sanık … hakkında tekerrür uygulamasına esas alınan ilamda, TCK’nın 58. maddesinin uygulandığının ve sanığın bu nedenle 2. kez mükerrir olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın 2. kez mükerrir olduğunun karar yerinde belirtilmemesi ve sanık …’in adli sicil kaydında daha ağır ilamlar bulunmasına rağmen daha hafif olan ilamın tekerrüre esas alınması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan mahkumiyetinin, uyuşturucu madde bulundurmak suçuna ilişkin olup, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesi ile aynı Kanunla 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi uyarınca koşulları oluştuğu takdirde “Davanın düşmesi” ve “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle, lehe olan bu düzenleme ve 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü de gözetilerek sanık hakkında uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı, ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, “Müştereken ve müteselsilen” alınmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
2-Kasten işlemiş olduğu suçlardan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/ 85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsamında hak yoksunluklarına ilişkin hükmün yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …’in, … ve …’in temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerinn açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılarak yerine “T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi, yargılama giderlerine ilişkin kısım tamamen çıkartılarak, “Sanıkların sarfına sebebiyet verdikleri yargılama giderinin sanıklardan payları oranında tahsiline” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanıklar … ve … hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince,
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar … ve … hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan hüküm kurulurken ek savunmaları alınmadan haklarında 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması,
2-Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan mahkumiyetinin, uyuşturucu madde bulundurmak suçuna ilişkin olup, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesi ile aynı Kanunla 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi uyarınca koşulları oluştuğu takdirde “Davanın düşmesi” ve “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle, lehe olan bu düzenleme ve 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü de gözetilerek sanık hakkında uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Sanık …’in adli sicil kaydında daha ağır ilamlar bulunmasına rağmen daha hafif olan ilamın tekerrüre esas alınması,
4-Kasten işlemiş oldukları suçlardan dolayı hapis cezalarıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
5-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsamında hak yoksunluklarına ilişkin hükmün yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
6-Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı, ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, “Müştereken ve müteselsilen” alınmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMK’nın 326/son maddesi yollamasıyla sanık … yönünden 5275 sayılı Kanun’un 108/2. maddesi uyarınca şartla tahliye süresine eklenecek süre bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 06.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.