Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/16497 E. 2018/16630 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/16497
KARAR NO : 2018/16630
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
TCK’nın 61/6. maddesinde “Bir ay otuz gündür” ifadesinin bulunması nedeniyle sanıklar …, … ve … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerde hesap hatası olduğuna ilişkin bozma isteyen görüşe sonuç ceza değişmediğinden ve gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak 01.08.2013, 05.08.2013 ve 06.08.2013 tarihlerinin yazılması nedeniyle tebliğnamedeki suç tarihinin yanlış yazıldığına ilişkin görüşlere iştirak edilmemiştir.
I)Sanık … hakkında 06.08.2013 tarihli hırsızlık eylemi nedeniyle verilen beraat kararının temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, katılan …Ş. vekilinin temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II)Sanık … hakkında 01.08.2013 ve 05.08.2013 tarihli hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından verilen kararların, Sanıklar … ve … hakkında hırsızlık suçlarından verilen hükümlerin, sanık … hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümlerin temyiz incelemesinde;
1)Sanıklar … ve …’ın 05.08.2013 tarihinde; sanık …’ın eşinin üzerine kayıtlı plakalı araç ile Hurdacılık isimli yere bakır tel satmak amacıyla gelerek sivil polis ekiplerini görmeleri üzerine kaçmaya başladıkları, sanıkların polis ekiplerince bilinen sanıklar olduğunun tutanağa geçirildiği, iş yerinde çalışan Cumali tarafından ve polis ekipleri tarafından tanınarak teşhis edildiğinin tespit edilmesi karşısında; tutanak mümzilerinin ve tanık Cumali Niğdelioğlu’nun dinlenilerek ve sanıklarla gerekirse yüzleştirme yapılarak sonucuna göre sanık … hakkında 01.08.2013 ve 05.08.2013 tarihli hırsızlık suçları nedeniyle hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile hakkında beraat kararı verilmesi,
2)Sanıklar …, …, … hakkında 01/08/2013 günü Akçamescit Köyünde bulunan Telekom kablolarının saat 18.30’da, 05/08/2013 günü Göynükören köyünde bulunan telekom kablolarının ise saat 16.00’da kesilerek çalındıkları, bu suretle hırsızlık eylemlerinin gündüz sayılan zaman dilimi içerisinde gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesince artırım yapılıp yazılı şekilde hüküm kurularak sanıklar hakkında fazla ceza tayin edilmiş olması,
3)Sanık … hakkında Akçamescit köyünde ve Göynükören köyünde telefon direklerine zarar verilmiş olması nedeniyle mala zarar vermeden kurulan mahkumiyet hükümlerinde suça konu telefon direklerinin kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle TCK’nın 152/1-a maddesinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden 151/1. maddesinden hüküm kurulması,
4)06.08.2013 tarihli Eskiyüreğil köyünde meydana gelen kablo hırsızlığı olayında kabloların sanık … tarafından çalındığına ilişkin sanığın hükümlülüğüne yeter, kesin, inandırıcı, her türlü şüpheden uzak somut ve hukuka uygun kanıtlar bulunmadığı gözetilmeden, üzerine atılı hırsızlık suçundan beraati yerine, yazılı biçimde hükümlülüğüne karar verilmesi,
5)Sanık … hakkında iddianamede 01.08.2013 ve 05.08.2013 tarihli eylemler nedeniyle 2 kez mala zarar verme suçundan cezalandırılması talep edilmiş , mahkemece bu suçlardan herhangi bir hüküm kurulmamış ise de zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması olanaklı iken, uygulamada yeri olmayan tavzih yoluyla beraatine karar verilmiş olması,
6)Sanık …’ın Türk Telekom A.Ş.’ye ait değişik zaman dilimlerinde kablo çalmak şeklindeki eylemlerinin aynı mağdura yönelik olduğu, suç tarihlerinin çok yakın olduğu, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında farklı tarihlerde işlendiği anlaşıldığından, mahkemesince hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı yönünde bir değerlendirme yapılmadan ayrı ayrı ceza verilmiş olması
7)T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan …Ş. vekilinin, sanık … müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.