Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/15718 E. 2017/12439 K. 24.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/15718
KARAR NO : 2017/12439
KARAR TARİHİ : 24.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık hakkında sayaçsız direk bağlı olarak elektrik enerjisi kullandığının tespit edilmesi karşısında her bir tutanak yönünden her bir tutanak yönünden mahallinde keşif yapılıp, normal kullanıma göre tüketilebilinecek ortalama elektrik miktarı bilirkişiye hesaplattırıldıktan, vergiler dahil cezasız kaçak kullanım bedelleri konusunda tüm tutanaklar göz önünde bulundurularak her biri bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılacak şekilde teknik bilirkişiden bilirkişi raporu alındıktan sonucuna göre, 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanığı hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi olduğu gözetilerek, sanığa bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanacak olan vergili cezasız kaçak kullanım bedelini ödeyerek şikayetçi kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Yasa’nın geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi zorunluluğu,
2-Sanık hakkında 26.04.2007, 03.04.2007, 28.05.2007, 02.07.2007 tarihli tutanaklar nedeniyle düzenlenen iddianamede 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesinin uygulanması istendiği halde, 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden anılan madde uygulanmayarak savunma hakkının kısıtlanması,
3-Vekillikten çekilen sanık müdafiinin katıldığı 14. nolu celse de ”lehe hükümlerin uygulanmasına” ilişkin talebinin sanık hakkında TCK’nın 62. maddesi uyarınca cezadan takdiri indirim yapılmasını da kapsadığı gözetilmeden, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 24.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.