Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/15615 E. 2018/13992 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/15615
KARAR NO : 2018/13992
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1)Sanık … hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelemelerinde;
Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesi ‘nin 2011/256 Esas ve 2011/278 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyetin, TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. Maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçu da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253.maddesinde belirtilen esas ve usulü göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilip haklarında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK’nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu ile; Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık …’ın temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
2)Sanık … hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan ve sanık …’in hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelemelerinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık … tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Beraat eden sanık …’ın evlerinde bulunan suça konu eşyalara ilişkin “Benim bu malzemeler ile ilgili herhangi bir bilgim ve ilgim yoktur.“ şeklindeki anlatımı ve bu anlatımı, sanık …’in suça konu eşyanın eve geliş şekline dair “Yakalandığımız gün … ve…’ın ikamet ettiği,… adresinde yapılan aramada kaban, mont ve ayakkabı ele geçmiş ve bu eşyaların müşteki…’ya ait olduğu belirlenmiş, ancak ben müştekinin ikamet yeri olduğu söylenen … adresinde her hangi bir hırsızlık olayı gerçekleştirmedim.” şeklindeki savunması ve sanık …’ın da “Ben evimizde bulunan eşyaları hurdacıdan aldım.Bizim … ile oto teybi çaldığımız doğrudur ancak montları ben daha öncede belirttiğim gibi ikinci el olarak eskiciden satın aldım. Ancak eskiciyi tanımıyorum. “ şeklindeki savunması karşısında; sanık …’in suça konu eşyaları çalması eylemine katıldığı yolunda somut bir delil bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından beraatine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Sanık …’in hırsızlık eylemine dahil olduğuna dair somut delil bulunmadığından yukarıda açıklandığı üzere beraatine karar verilmesi gerektiği dosya kapsamından anlaşılarak, sanık …’ın, konut dokunulmazlığının ihlali suçunu birden fazla kişiyle işlediğine dair delillerin karar yerinde tartışılarak hüküm kurulması gerekirken TCK’nın 119/1-c maddesi uygulanarak yazılı şekilde fazla ceza tayini,
3-Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesi ‘nin 2011/256 Esas ve 2011/278 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyetin, TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. Maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçu da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 35. Maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253.maddesinde belirtilen esas ve usulü göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip hakkında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK’nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı husunun tartışılmasında zorunluluk bulunması,
4-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve …’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 07.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.