YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/15325
KARAR NO : 2018/14331
KARAR TARİHİ : 13.11.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanığın müştekiye yönelik eylemi nedeni ile sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyi niyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Sanık soruşturma aşamasında, 08.03.2013 tarihinde müştekinin tüm zararını karşılasa da, bilgi sahibi olarak ifadesine başvurulan …’ın kendi rızası ile kolluk görevlilerine teslim ettiği 386,40 TL değerindeki müştekiye ait iş yerinden çalınan içkilere ait ücretin, sanık tarafından iyi niyetli olduğu kabul edilen …’a teslim edildiğine dair bir bilginin dosya kapsamında yer almadığı, dolayısıyla iyi niyetli olduğu kabul edilen kişinin zararının karşılanmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Hüküm tarihine kadar yapılan ve sanığın sarfına sebebiye verdiği yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesine atıfta bulunan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20,00 TL’den az olduğu halde, yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıktan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin miktarından az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılması ve ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının kapsam ve içerik itibarıyla, infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiriler dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, 13/11/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.