Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2016/14028 E. 2018/14252 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/14028
KARAR NO : 2018/14252
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, suç eşyasının satın alınması
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık … hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ve sanık … hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz istemlerinin incelemesinde;
Sanık … hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan TCK 116/2-4 ve TCK 119/1-(c) maddelerinden 2 yıl 12 ay hapis cezası belirlendikten sonra, TCK’nın 62. maddesine göre takdiri indirim nedeni uygulanırken 1/6 oranında indirim yapıldığında 2 yıl 6 ay yerine hatalı olarak 2 yıl 5 ay 28 gün hapis cezasına hükmedilerek eksik ceza tayin edilmiş ise de; bu hususta aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık … müdafii ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında hırsızlık ve sanık … hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere yönelik olarak yapılan temyiz isteminin incelemesinde;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22/11/2016 tarih, 2016/950 Esas ve 2016/436 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-(h) ve 143. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle hakkında kamu davası açılan ve bu sevk maddeleri ile yargılanan sanığa, 5271 sayılı CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanmasına gerek olmadığına karar verilmiş olması karşısında, tebliğnamede bu hususta bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun sanık … tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Karar tarihinde başka suçtan … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair talebi de bulunmayan sanık … hükümlerin okunduğu son oturuma getirtilmeyerek savunma haklarının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı davranılması,
2-Mağdurun 04/11/2015 tarihli dilekçesine göre, suç nedeniyle ortaya çıkan tüm zararlarının sanık …’in ailesi tarafından 20/05/2015 tarihinde iddianame düzenlenmeden soruşturma aşamasında giderildiğinin anlaşılması karşısında, etkin pişmanlığın soruşturma aşamasında gerçekleşmiş olması nedeniyle sanık … hakkında TCK’nın 168/1. maddesi yerine hatalı olarak TCK’nın 168/2. maddesi uygulanarak daha az indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmiş olması,
3-Kabule göre de, sanık … hakkında TCK’nın 142/2-(h), 143, 168/2. maddeleri uygulaması ile 4 yıl 6 ay hapis cezası belirlendikten sonra TCK’nın 62. maddesine göre takdiri indirim nedeni 1/6 oranında uygulanarak netice cezanın 3 yıl 9 ay yerine hatalı olarak 3 yıl 9 ay 1 gün olarak fazla ceza belirlenmesi,
4-Sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde, T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanık … açısından diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 12/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.