Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/7939 E. 2015/11320 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7939
KARAR NO : 2015/11320
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın 26.05.2010 günü saat 13.00 sıralarında … Organize Sanayi Bölgesi içerisinde bulunan 14 nolu trafo binasının kilitli olan kapısını ne şekilde temin ettiği bilinmeyen anahtar ile açtığı, içinden bakır baraları söküp araca yüklediği sırada katılanların geldiği, arbede yaşandığı, sanığın yaşanan arbede sonrası aracına binerek olay yerinden uzaklaştığı, daha önceden aracına yüklemiş olduğu 60 kg. ağırlığındaki bakır barayı yeni sanayi sitesi içinde işyeri bulunan … isimli şahsa 950,00 TL karşılığında sattığı, ardından eve dönmek üzere yola çıktığında kolluk görevlileri tarafından durdurulduğu ve yakalandığı, yakalandığında suçunu ikrar edip bakır baraları sattığı yeri göstererek 60 kg. ağırlığındaki malzemelerin buradan alınarak müştekiye teslimini sağladığı, ayrıca üzerinde bulanan paranın sattığı suç eşyasından elde edilen para olduğunu belirttiği, satıştan elde edilen 950,00 TL paranın da muhafaza altına alındığı ve sonrasında mahkemece müsaderesine karar verildiği olayda, Dairemizce de benimsenen ve Y.C.G.K.’nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi  gerekir.  Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya el konulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya el konulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satın alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.
Somut olayda, 60 kg. ağırlığındaki bakır baraların sahibine iade edildiği, bu baraları satın alan 3. kişinin ödediği 950 TL paranın müsadere edildiği, sanığın ise atılı suçtan dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmadan cezalandırıldığı, bu durumda hakkında TCK’nın 165. maddesine göre işlem yapılmayan ve ifadesi dahi alınmayan satın alanın iyiniyetli kabul edilmesi gerektiği, iyiniyetli 3. kişinin hem malının elinden alınması hem de ödediği paranın kendisine iade edilmemesi nedeniyle mağdur olduğu anlaşılmakla, kazanç müsaderesi müessesini düzenleyen 5237 sayılı TCK’nın 55. maddesinin gerekçe kısmında “Bu hükmün uygulanmasında mağdurun ve iyiniyetli 3. kişilerin hakları korunacak, bunlara ait maddi değerler kazanç müsaderesine tabi tutulmayacaktır” şeklindeki açıklama da göz önüne alındığında satın alan 3. kişi …’ya ait 950,00 TL’nin müsadere konusu edilemeyeceği ve sahibine iade edilmesi gerektiği halde yanılgıyla TCK’nın 55/1. maddesi uyarınca kazanç müsaderesine hükmolunması,
2-Sanığın yakalandığında suçunu ikrar edip bakır baraları sattığı yeri göstererek 60 kg. ağırlığındaki malzemelerin buradan alınarak müştekiye teslimini sağladığı, 3. kişinin zararının da bulunmadığı olayda, kısmi iade sağlanmış olduğuna göre, katılanın kısmi iade nedeniyle ceza indirimine muvafakat edip etmeyeceği sorulduktan sonra sanık hakkında TCK’nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.