Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/7684 E. 2015/9307 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7684
KARAR NO : 2015/9307
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

MAHKEMESİ :Batı Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Kararın gerekçesinde, sanığın her ne kadar adli sicil kaydında sabıkasız olarak görünmekte ise de, sanığın bu suçu işlemeye alışkanlık haline getirdiği, mahkememizde derdest ve karar verilmiş bir çok dosyasının bulunduğu hususları da dikkate alındığında yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkemece olumlu kanaat edinilmediğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiğinin belirtildiği anlaşıldığından tebliğnamedeki 2 nolu bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.
TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; suça sürüklenen çocuğun bir adet kağıt makası ve eldiven çalmaya teşebbüs ettiği, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/2. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada on sekiz yaşını doldurmamış çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal inceleme raporu aldırılmadan ve aynı Kanunun 35/3. maddesine göre de sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesi gösterilmeden, yazılı biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması,
3)5271 sayılı CMK’nın 150. maddesi uyarınca 18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuklara savunmasını yapmak üzere baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye göre yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuklardan alınmasına hükmedilemeyeceğinin düşünülmemesi,
4)Suça sürüklenen çocuklar müdafiinin 24/03/2011 tarihli oturumda, lehe olan hükümlerin uygulanması yönündeki talebinin 5237 sayılı TCK 52/4. maddesinde düzenlenen taksitlendirme hükümlerini de içermesine rağmen, hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde bu hususta olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 16.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.