Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/7390 E. 2015/11804 K. 29.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7390
KARAR NO : 2015/11804
KARAR TARİHİ : 29.12.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala Zarar Vermek
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerel Mahkeme hüküm fıkrasında iki ayrı hırsızlık suçundan hüküm kurarken hangi tarihli eylemden dolayı uygulama yaptığını açıkça göstermemiş ise de;gerekçeye göre 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinin uygulandığı hükümlerin 18.05.2001 tarihli eyleme ilişkin olduğu anlaşıldığından ve sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan iki kez cezalandırılmaları talep edildiği halde bir kez hüküm kurulmuş ise de zamanaşımı hükümleri de gözönüne alınarak yerel mahkemenin her zaman açılan dava hakkında karar vermesi mümkün olduğundan bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.
I-Sanık … hakkında mala zarar verme suçu ile 04.06.2001 tarihli hırsızlık eylemi hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının incelenmesinde ;
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın temyizi olanaklı bulunmayıp aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itirazı olanaklı kararlardan olduğu anlaşılmakla, dosyanın itiraz merciince incelenmek üzere tebliğnameye uygun olarak mahalline İADESİNE,
II-Sanık … hakkındaki 18.05.2001 ve 04.06.2001 tarihli hırsızlık eylemlerinden kurulan hükümler ile sanık …’in 04.06.2001 tarihli hırsızlık eyleminden kurulan hükmün incelenmesinde;
Katılan …’a ait ve sanıklardan …’nin tarlasından geçen boru hattından petrol hırsızlığı yapıldığı yönünde kolluk görevlilerine 18.05.2001 günü saat 03.00’de ihbar geldiği, olay yerine giden kolluk görevlilerinin ihbarı yaptığını beyan eden sanık …’yi olay yerinde üstü başı mazot içinde gördükleri, …’nin beyanlarında tarlayı kontrol etmek için tarlada yatıp kalktığını, olay gecesi 4 kişiyi ellerinde fener ile dolaşırken gördüğünü bunların yaya olarak kaçtığını, sonra kaçanları ilk gördüğü yere baktığında kazma kürek gibi aletler görüp, borudaki sızıntıyı fark ederek kolluğa haber verdiğini söylediği, …’nin beyanlarının alınmasının ardından serbest bırakıldığı ancak petrol boru hattının delinip vana takılması gibi işlemlerin uzun zaman alması, …’nin üstünün başının mazot kokması ve …’nin akrabalarının petrol istasyonu sahibi olması sebebi ile araştırmalarını sanık üzerinde yoğunlaştıran kolluk görevlilerinin, Sanık …’yi 04.06.2001 günü de izledikleri, adı geçenin 04.06.2001 günü akrabalarının benzin istasyonunda sanıklardan … ile buluştuğu … ile birlikte tanık Faruk’un bağlar ilçesindeki hırdavat dükkanından bir adet hortum rekoru ile teflon bandı aldıkları daha sonra tarlaya gittikleri olayda;
Tarlanın sanık …’ye ait olup anayoldan 500 metre içeride olması, 18.05.2001 günlü eylemdeki sızıntıyı kendisi haber vermiş ise de sorunun ancak görevli ekiplerin gelmesi ve dosyada belirtilen malzemelerin kullanılıp masraflar yapıldıktan sonra halledilmesi, …’nin aracından tarladaki düzenekle uyumlu ve kendisi tarafından satın alınan malzemelerin çıkması ve sanık …’in 04.06.2001 günü amcasını görmek için geldiğini söylemesine rağmen diğer sanık ile beraber hırdavatçıdan alışverişe gidip tarlaya geldiği hususunun kolluk tutanakları ile sabit olduğunun anlaşılması karşısında; …’nin 18.05.2001 ve 04.06.2001 tarihli eylemi ile …’in 04.06.2001 günlü hırsızlık eylemlerinin sabit olduğu yönündeki mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki adı geçen sanıklar ve eylemler yönünden bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … müdafii ile …’in temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların” hükümden çıkartılması ile yerine “TCK’nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına” ibaresi eklenmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık … hakkında tüm eylemlerinden dolayı verilen beraat kararları ile sanıklar …, … ve … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıkların petrol boru hattını delerek petrol çalmaya teşebbüs ettikleri olayda sanık … yönünden yapılan incelemede adı geçenin hırsızlık eylemlerine uyan 765 sayılı TCK’nın 493/son, 102/4,104/2 maddelerine göre, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın aynı suça uyan 142/3,152/1-a, 66/1-e, 67/4 maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Yasa’nın 7/2, 5252 sayılı Yasa’nın 9/3. maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 765 sayılı Yasa hükümlerinin sanık yararına olması ve aynı Yasa’nın 102/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık sürenin sanığın sorgusunun yapıldığı 26.07.2001 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Ayrıca tüm sanıklar yönünden mala zarar verme suçu yönünden yapılan incelemede sanıkların eylemlerine uyan 152/1-a maddesindeki kamu malına zarar verme suçunun suçunun gerektirdiği cezanın türü ve 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile değişik, üst sınırına göre; aynı Yasa’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık zamanaşımının suç tarihi olan 18.05.2001 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı, katılan … vekilinin ve sanıklar …, … müdafiileri ile sanık …’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 Sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
IV- Sanıklar …, … ve …’ın 18.05.2001 günlü hırsızlık eylemleri ile sanık …’ın 04.06.2001 günlü hırsızlık eylemi hakkında kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;
Sanıklardan …’ın suç yeri olan tarlaya olay tarihlerinde ve yakalama günü geldiğine dair bir tespit bulunmadığı,adı geçenin 04.06.2001 günü sanık … ile kahvede otururken yakalandığı, malzeme temin aşamasına da katılmadığı ayrıca diğer sanık …’in zaten sanıklardan …’nin çalışanı olduğu, …’nin bu şekilde yaklaşık 120 tane işçisinin olduğu,yakalamanın yapıldığı gün olan 04.06.2001 günü tarlada bulunmasının olağan olduğu, …’in kendi beyanlarında tarlada sadece gündüzleri çalıştığı, 18:00’de paydos ettiğini söylediği, kolluk tarafından tarlada sürekli kalanlar ile ilgili düzenlenen tutanakta da …’in adının geçmediği, … hakkındaki kolluk tutanaklarının ise 04.06.2001 tarihli eyleme yönelik olup adı geçenin 18.05.2001 günlü eyleme katıldığına dair bir saptamanın bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanıklardan … ve … ve …’in hükümlülüklerine yeter, inandırıcı, kesin, somut ve hukuka uygun kanıtların da nelerden ibaret olduğu gösterilmeden, yerinde ve yeterli olamayan gerekçe ile ve olaya uygun düşmeyen kabul ile yazılı şekilde hüküm kurulması
Bozmayı gerektirmiş, katılan … vekili, sanık … müdafii ile sanıklar … ve …’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.