Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/6496 E. 2015/8731 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6496
KARAR NO : 2015/8731
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Tebliğnamede, “Mağdur …’a yönelik gerçekleştirilen eylem nedeniyle, kolluk görevlilerince kendilerinden sorulması üzerine sanığın çaldığı telefonu sattığı yeri göstererek soruşturma aşamasında mağdura iade edilmesini sağladığının belirlenmesi karşısında, etkin pişmanlık şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi”nden bahisle, sanık hakkında verilen kararın bozulması talep edilmekle birlikte; Dairemizce de benimsenen ve Y.C.G.K.’nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın üçüncü kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı; failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyi niyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetli ise; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyi niyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya el konulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya el konulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.
Temyize konu olayda, sanık tarafından, müştekinin işyerinden çalınan cep telefonunun, telefon alım satımı yapan …’a satıldığı, yargılama aşamasında tanık sıfatı ile de dinlenen adı geçenden, sanıktan aldığı telefonun soruşturma nedeni ile alındığı ve karşılığında sanık tarafından kendisine ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir kayda da rastlanmadığı anlaşılmış olmakla, sanık hakkında, müştekisi … olan hırsızlık suçu nedeni ile TCK’nın 142/1-b maddesi uyarınca tayin edilen cezadan, anılan Kanun’un 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğine dair görüşe iştirak edilmemiştir.
Yine tebliğnamede, “Sanığın tüm aşamalarda uyuşturucu bağımlısı olduğunu ve eylemleri uyuşturucu alabilmek için gerçekleştirdiğini beyan etmesi karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 32. ve 34. maddeleri gereğince üzerine atılı suçun anlam ve sonuçlarını algılama veya bu eylemle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış olup olmadığı konusunda rapor düzenlettirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun saptanmasında zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi” nin bozma sebebi yapılması gerektiği belirtilmiş ise de, sanığın bu suçtan önce de işlediği suçlardan kaynaklı kesinleşmiş mahkûmiyet kararlarının bulunması, uyuşturucu bağımlısı olduğuna dair savunmasının, cezadan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki bu konuya ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde, eylemi nitelendirmede usûl ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “a,b,c,d,e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş sanık …’ün temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine “Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “a,b,c,d,e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına,” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.