Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/6101 E. 2015/9225 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6101
KARAR NO : 2015/9225
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın müştekinin işyerinin içerisinde vitrinde bulunan saatleri çaldığının anlaşılması karşısında; eylemi 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesindeki suçu oluşturduğu halde aynı Yasa’nın 141/1 maddesi ile uygulama yapılması ve sanığın müştekinin işyerinde 1 adet saati çaldıktan kısa bir süre sonra tekrar işyerine gelip 1 adet saat daha çaldığının anlaşılması karşısında, hırsızlık suçu ile ilgili olarak 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılarak eksik ceza tayini, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “c” bendinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, yalnızca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye aittir. Buna göre; hüküm kurulurken mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Sanıktan tahsiline karar verilen toplam 3 TL yargılama giderinin, 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda terkin edilecek miktar olan 20 TL’nin altında kaldığının anlaşılması karşısında, hazineye yükletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’un temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘’53/1. maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlelerinin eklenmesi, hüküm fıkrasında sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden “bu süre içinde kendisine rehberlik edecek uzman bir kişi görevlendirilmesine, bu kişinin 3’er aylık süreler halinde rapor düzenleyip mahkememize ibraz etmesine” cümlesinin çıkarılması ve yargılama giderine ilişkin kısmın çıkartılarak yerine ”yargılama gideri olarak hesaplanan 3 TL’nin, 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda hazineye yükletilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.