Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/5646 E. 2015/9055 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5646
KARAR NO : 2015/9055
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuk …. hakkında kurulan hükümlerin temyiz isteminin incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuğun, suç tarihi itibari ile 15-18 yaş arasında olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 116/1. maddesinde yer alan hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının cezasının türü ve üst sınırına göre, suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk hakkında aynı Yasa’nın 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde belirtilen 7 yıl 12 aylık sürenin, suç tarihi olan 22.09.2005 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk… müdafiinin temyiz nedenleri bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II-Sanıklar … ve … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Sanıklar hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan 5237 sayılı TCK’nın 116/1. maddesi ile uygulama yapıldığı, sanıkların eylemi birlikte gerçekleştirdiklerinin sabit olduğu, suç tarihi itibariyle birden fazla kişinin konut dokunulmazlığının ihlali suçunu işlemesi halinde suçun kovuşturmasının şikayete bağlı olmadığından, bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre;
suçların, sanıklar … ve … tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Kasten işlemiş oldukları suçlar için hapis cezasıyla mahkûmiyetlerin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı olarak “müteselsilen” alınmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …. ve …’nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak “Kasten işlemiş oldukları suçlar için hapis cezasıyla mahkûmiyetlerin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezaların infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına, eklenmesi ve hüküm fıkrasından yargılama giderlerinin müteselsilen alınmasına ilişkin bölüm çıkarılarak, ”sanıklar için ortak yapılan 229,54 TL yargılama giderinin sanıkların payına düşen oranda ayrı ayrı alınmasına” sözcüklerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.