Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/5599 E. 2015/1190 K. 22.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5599
KARAR NO : 2015/1190
KARAR TARİHİ : 22.04.2015

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk … hakkında ….Çocuk Mahkemesi’nin 2009/58 Esas, 2009/196 Karar sayılı “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karar için, 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca mahkemesine yerinde ihbarda bulunulması olanaklı kabul edilmiştir.
Oluş ve dosya içeriğine göre, suç tarihinde gündüzleyin saat 13:30 sularında müştekinin işyerinin karşısında telefonla konuşan tanık …’in, kimliği tespit edilmeyen bir kişiyle birlikte suça sürüklenen çocukların müştekinin işyeri önünde bulunan bir adet eteği aldıklarını görüp, uzaklaştıkları sırada müştekiye haber verdiği, müştekinin kendisine söylendiği şekilde suça sürüklenen çocukların kaçtığı istikamete gidip, suça konu eteğin orada bulunan bir aracın arkasına atıldığını gördüğü, suça sürüklenen çocukların esnafın yardımı ile yakalanıp polise teslim edildiği ve müşteki tarafından suça sürüklenen çocukların tek başına olduğu sırada üzerine yürüdükleri iddia edilmişse de; suça konu eteğin ve suça sürüklenen çocukların kesintili takip sonucu ele geçtiğinin ve yakalandıklarının anlaşılması karşısında; tehdit fiilinin hırsızlık suçunun tamamlanmasından sonra gerçekleştirilmiş olması nedeniyle, eylemin yağma suçunu oluşturmayıp hırsızlık ve birden fazla kişiyle tehdit suçlarına uyduğu gözetilerek, tebliğnamedeki (1) nolu bozma istemli düşünce benimsenmemiştir.
Suça sürüklenen çocuklar hakkında tehdit suçundan zamanaşımı süresince mahallinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) Müştekiye ait işyerinin önündeki tezgahta teşhir için bulundurulan eteğin alındığı olayda eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesine uyduğu gözetilmeden aynı Yasanın 142/1-e maddesi ile uygulama yapılması,
2-) 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. maddesine göre sosyal inceleme raporu alınmadan veya aynı maddenin 3. fıkrasına göre bu yönde inceleme yaptırılmamasının gerekçesi de kararda gösterilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,
3-) T.C. Anayasası’nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK’nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, suça sürüklenen çocuk için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafiinin ücretinin suça sürüklenen çocuktan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuklardan alınmasına karar verilmesi,
4-) Yargılama masrafının 6183 sayılı Kanunun 106. maddesinde belirlenen 20 TL’den az olması nedeniyle 6352 sayılı Kanunun 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi gereğince Hazineye yükletilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve … müdafiinin temyiz nedeni ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 22.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.