Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/5102 E. 2015/11780 K. 29.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5102
KARAR NO : 2015/11780
KARAR TARİHİ : 29.12.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerine göre; mahkeme kararlarında ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını, sürelerini ve şeklini kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir şeklindeki açık ve buyurucu hükümleri karşısında, sanık … hakkındaki karar müdafisi huzurunda verilmiş ise de, kararın yasa yönteminin açıklanması ile ilgili kısmında temyiz süresinin “sanık … yönünden tebliğ tarihinden itibaren” başlayacağı şeklinde yanıltıcı olarak bildirildiğinin ve adı geçenin temyiz dilekçesini tebliğinden itibaren süresinde verdiğinin anlaşılması karşısında; sanık …’in de temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı Yasa’nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmaşıtır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve …’nın temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların” hükümden çıkartılması ile yerine “TCK’nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına” ibaresi eklenmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.12.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Sanık …’nın kovuşturma evresinde bilgisi dairesinde Av. … tarafından temsil edildiği; hükmün de bu müdafiinin yüzüne karşı tefhim olunduğu, hükmün sonunda ”Sanık … yönünden kararın tebliğinden” sonra ibaresinin bulunması ve hükmün sanığa tebliğinin, bu sanıkla ilgili temyiz süresinin müdafisine tefhimle başladığı gerçeğini değiştirmeyeceği cihetle, bu sanığın yasal süresinden sonra yaptığı temyiz talebinin CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddi düşüncesiyle, bu sanık hakkındaki hükme katılmıyorum.

MUHALEFET ŞERHİ

Sanığın haberdar olduğu müdafiinin yüzüne karşı verilen kararın ayrıca yokluğunda karar verilen sanığa da tebliğ edileceği yönünde bir uygulamanın mevcut olmaması, yasa bildiriminde ayrıca sanığa kararın tebliği ile temyiz süresinin başlayacağının bildirilmesinin, müdafiinin yüzüne karşı verilen kararın temyizine esas süresinin başlangıcını etkilemeyeceğinden, yasal süre geçtikten sonra sanığın temyizinin reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğundan, sayın çoğunluğun temyizin süresinde yapıldığı yönündeki kararına katılmıyorum.