Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/4848 E. 2015/7419 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4848
KARAR NO : 2015/7419
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Y.C.G.K.’nın Dairemizce de benimsenen 22.01.2013 günlü, 2012/1431 Esas ve 2013/18 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “Sanık hakkında hükmolunan cezanın TCK’nın 58/6-7 maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine” denilmiş olması ve 5275 sayılı Kanun’un 108/2 maddesinde, “Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınacak cezanın en ağırından fazla olamaz” hükmü uyarınca tekerrüre esas alınacak ilamın infaz aşamasında belirlenebilecek olması karşısında, hükümde tekerrüre esas alınacak ilamın gösterilmemesi bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık … tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Kasten işlemiş olduğu suçlardan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye ait olduğu gözetilmeden, mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca ”mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
3-Yargılama gideri olarak hesaplanan sanıktan tahsiline karar verilen 7,65 TL’nin, CMK’nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen değişiklikle terkin edilecek miktar olan 20 TL’nin altında kaldığından, hazineye yükletilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa’nın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılarak, yerine ”kasten işlemiş olduğu suçlardan hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın TCK 53/1. maddesinin “a,b,c,d,e bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi ve hüküm fıkrasından ”sanığın TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin bölümün çıkartılarak yerine ”cezanın infazından sonra sanığın denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına” ilişkin cümlenin eklenmesi ve hükümden yargılama giderlerine ilişkin kısmın çıkartılarak yerine ”yargılama gideri olarak hesaplanan 7,65 TL’nin, CMK’nın 324/4 maddesine 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen değişiklik gözetilerek hazineye yükletilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.