Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/368 E. 2015/450 K. 07.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/368
KARAR NO : 2015/450
KARAR TARİHİ : 07.04.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Beraat ve mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanıklar … ve … hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye ve takdire göre, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun ve takdire dayalı bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06/03/2012 tarih, E.2011/1-337 ve K.2012/76 sayılı kararının, henüz hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmeyen bir aşamaya ilişkin olması, oysa ki dava konusu olayda mahkemesince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve CMK uyarınca bu tür kararlara karşı yanlızca itiraz yasa yolunun açık olması nedeniyle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
5271 sayılı CMK’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın temyizi olanaklı bulunmayıp aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itirazı olanaklı kararlardan olduğu anlaşılmakla, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.1.2013 tarih 2012/10-534 Esas 2013/154 Karar sayılı Kararı da gözetilmek suretiyle, dosyanın itiraz merciince incelenmek üzere tebliğnameye aykırı olarak mahalline İADESİNE,
III-Sanık … hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Sanığın adli sicil kayında yer alan…Asliye Ceza Mahkemesinin 31.12.2004 tarih 2004/209-1205 Esas-Karar sayılı 765 sayılı TCK nın 493/1, 522. maddeleri ile 647 sayılı yasanın 4. maddesi uyarınca hükmedilen 5420250000 TL para cezası ile mahkumiyete dair ilamın, 24.12.2004 tarihinde kesinleştiği ve suç tarihi itibariyle infaz görmediğinin anlaşılması karşısında, bu suç nedeniyle sanığın temyiz incelemesine konu olan suç bakımından mükerrir sayılamayacağı ve sanık hakkında 765 sayılı TCK nın 81/1. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı, bu halde 81/1. maddeye esas olmayan sabıkanın aynı yasanın 522. maddesinin de lehe uygulanmasına engel teşkil etmediği değerlendirilmekle, sanık hakkında tertip olunan cezadan 522. maddenin (pek hafif) uygulanması suretiyle ceza indirimine gidilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından bu yönde bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekinin ikamet balkon kapısının sağlam ve muhkem nitelikte olup olmadığının araştırılarak, sanığın eyleminin 765 sayılı TCK nın 493/1 veya 492/1. maddeleri kapsamında olup olmadığının ve elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Suç vasfı doğru olarak belirlendikten sonra; sanığın müştekinin balkon kapısını sert bir cisim ile zorlamak suretiyle içeri girip, hırsızlık yaptığının anlaşılması karşısında, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca, sanık yararına olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, dosya içeriğine göre sanığın eylemlerine uyan, 765 sayılı TCK m.492/1 (veya 493/1), 522 maddeleriyle, 5237 sayılı TCK m.142/1.b, 143, 53, 116/4, 119/1.c, 53, 151/1, 53 uyarınca uygulama yapılıp, mala zarar verme suçu bakımından 5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma koşullarının değerlendirilmesi ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, her iki yasaya göre denetime olanak sağlayacak şekilde uygulanan yasa maddeleriyle, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan yasanın yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 07.04.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.