Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/26793 E. 2016/455 K. 19.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/26793
KARAR NO : 2016/455
KARAR TARİHİ : 19.01.2016

Tebliğname No : 2 – 2015/283207
MAHKEMESİ : Adıyaman 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2015
NUMARASI : 2015/366 (E) ve 2015/616 (K)
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal,
mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
A-Sanıklar M.. İ.. ve M.. K.. hakkında müştekiler M.. Y.., R.. Y.. ve Y.. D..’e yönelik konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçları ile sanık Y.. B.. hakkında müştekiler M.. Y.., R.. Y.. ve Y.. D..’e yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Hükmedilen cezaların sürelerine göre, sanık Y.. B.. müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 318 ve 421. maddeleri gereğince REDDİNE,
Suçların gece sayılan vakitte işlendiği anlaşılıp kabul edildiğine göre, konut dokunulmazlığını bozmak suçlarından kurulan hükümlerde TCK’nın 116/4. maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Yasa’nın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; sanık M.. İ..’in adli sicil kaydında yazılı mahkumiyetlerinin içinde en ağırının Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.11.2006 gün 2006/20-889 sayılı kararına konu hırsızlık suçundan hükmedilen ve kesinleşme tarihi 11.10.2011 olan 1 yıl hapis cezası olduğu ve bu hükümlülüğün tekerrüre esas alınması gerekirken; iki ayrı mahkumiyet hükümlülüğünün tekerrüre esas alınması ve her iki hükümlülüğün birlikte tekerrüre esas alınması suretiyle de infazda duraksamaya neden olunması,
2- T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Y.. B.. müdafii ile sanıklar M.. İ.., M.. K..’nın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların” hükümden çıkartılması ile yerine “TCK’nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına” ibaresi eklenmek ve sanık M.. İ.. hakkında kurulan hükümlerin 58. maddenin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkartılması ve ilgili bölümlere sanık hakkında Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.11.2006 gün 2006/20-889 sayılı kararına konu hırsızlık suçundan hükmedilen ve kesinleşme tarihi 11.10.2011 olan 1 yıl hapis cezasından ibaret mahkumiyet hükmü esas alınarak hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına infazdan sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanıklar M.. İ.. ve M.. K.. hakkında müştekiler M.. Y.., R.. Y.. ve Y.. D..’e yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 142. maddesinde 6545 sayılı Kanun’un 62. maddesiyle yapılan ve 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, sanıkların üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h, 143. maddelerinde düzenlenen hırsızlık suçu için öngörülen ceza miktarının alt sınırının 5 yıldan fazla olduğu gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK’nın 150/3. maddesi gereğince sanıklara müdafii atanmasında zorunluluk bulunması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Yasa’nın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; sanık M.. İ..’in adli sicil kaydında yazılı mahkumiyetlerinin içinde en ağırının Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.11.2006 gün 2006/20-889 sayılı kararına konu hırsızlık suçundan hükmedilen ve kesinleşme tarihi 11.10.2011 olan 1 yıl hapis cezası olduğu ve bu hükümlülüğün tekerrüre esas alınması gerekirken; iki ayrı mahkumiyet hükümlülüğünün tekerrüre esas alınması ve her iki hükümlülüğün birlikte tekerrüre esas alınması suretiyle de infazda duraksamaya neden olunması,
2-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar M.. İ.. ve M.. K..’nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.