Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/25779 E. 2018/1120 K. 06.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/25779
KARAR NO : 2018/1120
KARAR TARİHİ : 06.02.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, suçu bildirmeme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanıklar …, …, … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Müştekinin beyanı ile 13/01/2014 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağına göre, müştekinin evinin çevresinin duvar veya çit ile çevrili bulunmadığı, müştekinin soruşturma aşamasındaki beyanında kamu davasına konu olan eşyanın evinin önünden çalındığını beyan ettiği, 24.02.2015 tarihli celsedeki beyanında ise çalınan eşyanın çardağın altındaki kapısı kilitli olmayan depodan alındığını ifade ettiği, müştekinin aşamalardaki beyanları arasında çelişki bulunduğu halde soruşturma aşamasındaki beyanının benzer olduğunun zapta geçtiğinin anlaşılması karşısında; mahallinde keşif icra edilip suça konu eşyanın çalındığı yerin bina içinde veya eklenti niteliğinde olup olmadığı sonucuna göre, sanığın, eşyanın bina veya eklentisi içinde çalındığının anlaşılması durumunda TCK’nın 142/1-b; bina veya eklentisi içinden çalınmadığının anlaşılması halinde, suça konu eşyanın adet gereği açıkta bırakılan eşya olduğu gözetilerek TCK’nın 142/1-e maddesinde düzenlenen suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi, sonuç ceza değişmeyeceğinde bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-İştirak halinde suç işleyen sanıklardan sarfına sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yapılan yargılama giderlerinin ise payları oranında alınmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
2-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda, sanıklar …, … ve … hakkında kurulan hükümler yönünden TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların” hükümlerden çıkartılması ile yerlerine “TCK’nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına” cümlesi eklenmek suretiyle ve hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin kısım çıkarılarak yerine “Sanıkların birlikte sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise eşit olarak sorumlu tutulmalarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında suçu bildirmeme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
1-Sanıklar …, … ve …’in müştekiye ait suça konu eşyayı çalarak haklarında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen … ve …’a sattıkları olayda sanık …’nun üzerine atılı suçun, diğer sanıkların işlediği iddia olunan hırsızlık suçundan haberinin olduğu ve buna rağmen durumu yetkili makamlara bildirmemesinden cihetle suçu bildirmeme suçu olduğu, tüm dosya kapsamına göre sanık …’nun, diğer sanıkları hurdacıların olduğu yere götürerek birbirleriyle görüşmelerini sağladığı, suç eşyasının satıldığı 12.01.2014 tarihinde satım işleminin gerçekleştiği yerde bulunmadığı, soruşturma aşamasındaki savunmasında, diğer sanıkların kendisine ”sağdan soldan bir miktar hurda topladık, senin arabanla götürebilir miyiz?”dediklerini, diğer sanıkların hurda malzemeleri çalıp sattıklarını bilmediğini, kovuşturma aşamasındaki savunmasında da diğer sanıkların hırsızlık suçunu işleyip işlemediklerini bilmediğini belirttiği, sanık …’in soruşturma aşamasındaki ”Osman malzemeleri çaldığımızı biliyordu” şeklindeki beyanı ile kovuşturma aşamasındaki ”sanık … da bu eşyaları götürdüğümüzü biliyordu” şeklindeki ifadesi ve sanık …’nın 24.02.2015 tarihli celsedeki ”bizi hurdacılara yönlendiren sanık …’dı, bu nedenle eşyaları götürdüğümüzden haberi vardı” şeklindeki soyut beyanı dışında sanık …’nun suça konu eşyanın sanıklar tarafından çalındığını bildiğine ilişkin delilin bulunmadığı, kaldı ki 5237 sayılı TCK’nın 278/1-2. maddelerinde ”İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” ve ”İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” şeklinde düzenlenen hükümler göz önüne alındığında, somut olayda işlenmekte olan ve ya işlenmiş olmakla birlikte neticelerinin sınırlandırılması mümkün olan bir suçun söz konusu olmadığı, dolayısıyla ”suçu bildirmeme” suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2-İştirak halinde suç işleyen sanıklardan sarfına sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yapılan yargılama giderlerinin ise payları oranında alınmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
3-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda, sanıklar …, … ve … hakkında kurulan hükümler yönünden TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’nun temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 06.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.