Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/22371 E. 2015/4511 K. 24.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/22371
KARAR NO : 2015/4511
KARAR TARİHİ : 24.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Hükümlü … hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükümlü … hakkında kurulan 21.05.2004 gün ve 2004/100 Esas 2004/202 Karar sayılı önceki hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmesi ve ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.09.2007 günlü, 2007/125-186 sayılı kararında açıklandığı gibi, adı geçen hükümlü hakkındaki temyiz edilmeksizin kesinleşen ilk hükmün, ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasalar yönünden uyarlama yargısının konusu olabileceği ve genel yargı ile uyarlama yargılamasının birlikte görülemeyeceğinin anlaşılması karşısında; hükümlü hakkındaki kararın kesinleşmesinden sonra, aynı dosyada sanık olan … ve … hakkındaki 21.05.2004 tarihli hükmün, adı geçen sanıklar tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 5320 sayılı Yasanın 8/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5237 sayılı Yasa hükümleri uyarınca değerlendirme yapılması için iadesi üzerine, hakkında hüküm kesinleşmiş olan …’ın tekrar yargılama sürecine dahil edilerek, 2. hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır. Kurulan bu ikinci hüküm, hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğundan, hukuken varlık kazanmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesi de mümkün değildir.
Bu nedenlerle, hükümlü … hakkında yeniden kurulan 2. hükme yönelik hükümlü müdafiinin yasal süresinden sonra olan ve konusu bulunmayan temyiz taleplerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesine göre, gereğinin taktiri yönünden, mahkemesine gönderilmesi için dosyanın incelenmeden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
2- Sanık … hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanık müdafiinin yüze karşı verilen karara karşı CMUK’nun 310/1. maddesindeki bir haftalık temyiz süresini geçirdikten sonra 12.05.2006 tarihinde temyiz dilekçesi verdiği anlaşılmakla, temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
3- Sanık … hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.03.2012 tarih, E. 2011/235 ve K. 2012/116 sayılı Kararı, 18.03.2008 tarih ve 2008/9-7-56 sayılı Kararı ile 13.05.2008 tarih ve 2008/10-101-113 sayılı Kararında açıklandığı üzere, kendisine zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda, zorunlu müdafiiye yapılan tefhim veya tebliğin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmadığı dikkate alındığında; bilgisi dışında atanan zorunlu müdafiinin yüzüne karşı verilen kararın, sanık açısından hüküm doğurmayacağı dikkate alınarak, bu aşamadan sonra yapılan işlemlerin geçersiz olduğu, gerekçeli kararın tebliğinden sonra 12.03.2012 tarihli temyiz talebinin süresinde ve geçerli olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Zamanaşımı bakımından lehe olup, sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK’nın 492/1-son maddesindeki hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı yasanın 102/4. ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık kesintili dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 16/04/2003 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık … hakkında hırsızlık suçundan açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 24.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.