Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/22015 E. 2017/547 K. 17.01.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/22015
KARAR NO : 2017/547
KARAR TARİHİ : 17.01.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Katılanın kendisine ait ehliyetin kaybolduğunu beyan ederek ehliyet yenilemek için 11.07.2007’de müracaatta bulunduğu, bu ehliyetin sanıkta bulunduğu ve alkollü araç kullanmaktan sanık hakkında işlem yapılırken sanığın müştekinin ehliyetini ibraz ettiği ve ehliyete el konulduğu, 2010 yılında ise trafikte iken müştekiye, polislerin ehliyetinin iptal edildiğini ve kullanıldığını söylemelerine rağmen müştekinin herhangi bir suç duyurusu müracaatının bulunmadığı, 2012 yılında savcılıkta ifade verdiği, sanığın kendisinden rızası dışında aldığını ifade ettiği, sanığın ise müştekinin kendisine yardımcı olmak maksatlı rızası ile verdiğini ifade ettiğinin anlaşılması karşısında, ehliyeti sanığın habersiz aldığına dair katılan beyanından başka bir delilin bulunmaması dikkate alındığında, sanığın hırsızlık suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’u ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 17.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.