Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/160 E. 2015/53 K. 31.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/160
KARAR NO : 2015/53
KARAR TARİHİ : 31.03.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanık … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
5252 sayılı Yasa’nın 9/3. maddesi uyarınca, sanık yararına olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, her iki yasaya göre denetime olanak sağlayacak şekilde uygulanan yasa maddeleriyle, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip, sonuç cezalar karşılaştırılarak lehe olan yasanın belirlenmesi gerekmekte ise de; sanığın eyleminin 765 sayılı TCK’nın 493/1-son maddesi uyarınca 8 yıl hapis cezasını gerektirdiği, sanığın aynı neviden tekerrüre esas sabıkası bulunduğundan anılan yasanın 522. maddesinin lehe uygulanamayacağı ve anılan yasanın 81/2. maddesi gereği cezadan artırım yapılması gerekeceği, 59. madde gereğince 1/6 oranında ceza indirimine gidilmesi halinde dahi, mahkemece 5237 sayılı TCK’nın uygulanması yoluyla her iki suç bakımından neticeten belirlenen cezaların açıkça sanık lehine olduğu ve aleyhe temyiz bulunmadığı değerlendirilerek yapılan temyiz incelemesinde,
Sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümde TCK nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2008 gün ve 2008/1-157 Esas, 2008/74 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; tekerrür uygulamasına esas alınacak hükümlülüklerin ve sonraki suç tarihinin 01.06.2005 tarihinden önce olması halinde; 5237 sayılı TCK’nın lehe kabulü ile yapılan uygulamalarda aynı kanunun 58. maddesinde yer alan tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
2-Sanık hakkında her iki suçtan verilen hapis cezaları ertelenmediği halde hırsızlık suçundan kurulan hüküm fıkrasının 10,11 ve 12. bentleri ile konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hüküm fıkrasının 8. ve 9. bentlerindeki 5237 sayılı TCK nın 51/6 ve 51/8. maddelerine mümas ihtaratların yazılması suretiyle hükümde tereddüt meydana getirilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 1-hüküm fıkrasından tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bölüm ile 2- 5237 sayılı TCK nın 51/6 ve 51/8. maddelerinin ihtaratlarını içerir, hırsızlık suçundan kurulan hüküm fıkrasının 10. 11. ve 12. bentlerinin ve konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hüküm fıkrasının 8. ve 9. bentlerinin tamamen çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
1-Dosya kapsamından, sanık …’nın İstanbul ilinden çalıntı … gerçek plakalı ancak, olay anında üzerinde … sahte plakalar takılı araç ile hırsızlık amacıyla yanında 2 şahıs ile birlikte …’ya geldiği, olay günü gündüz kabul edilen saat 5.00 sıralarında müştekinin ikamet balkonuna kalas dayamak suretiyle ikameti içine girip para, araç anahtarı ve cep telefonlarını çaldığı, gürültü üzerine uyanan müştekinin ışığı açtığında, ikameti içinde sanık …’yı gördüğü, bunun üzerine sanık …’in, olay yerinden hızlıca uzaklaşarak ikamet önünde kendisini bekleyen araca binip kaçtığı, haber merkezine plaka bilgileri verilen araç içindeki şüpheli şahısların ikametten hırsızlık eyleminde bulunduğu yolunda ihbar gelmesi üzerine devriye gezen ekiplerin ihbara konu aracı trafikte seyrederken tesadüfen görüp takibe aldığı, araç içindeki şahısların ara bir sokakta aracı terk ederek kaçmaya başladıkları, yakalama tutanağına ve sanık …’nın beyanına göre 2 kişi oldukları anlaşılan diğer şahısların kaçtığı, sanık..’in ise yakalandığı, sanığın, kaçan şahısların … ve … ismindeki arkadaşları olduğunu söylediği, sanık …’tan bahsetmediği ancak, terkedilen araç içinde yapılan incelemede, aracın sol ön kapı kolu altından elde edilen parmak izinin sanık …’a ait olduğunun tespit edildiği, yine araç içinde ele geçirilen sigara izmaritinin de erteli hükmü temyize getirmeyen …’ya ait olduğunun anlaşıldığı, sanık …’ın aşamalarda atılı suçu kabul etmediği, …’i tanıdığı, zaman zaman işlettiği yere geldiğini, konuşurlarken araca dokunmuş olabileceği ancak, kesinlikle aracına binmediği yolunda savunmada bulunduğu, sanık …’in, sanık …’un bu savunmasını doğruladığı gibi müştekinin de olay anında sanık …’u görmediğini söylediğinin anlaşılması karşısında, olay anında kullanılan … gerçek plakalı araç hırsızlığı ile … sayılı çalıntı plakalara ilişkin soruşturma evrakının akıbetlerinin araştırılarak bu eylemler nedeniyle sanık … hakkında soruşturma yapılıp yapılmadığının tespiti ile onaylı örneklerinin celp edilerek o dosyalara yansıyan delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle elde edilecek sonuca göre karar verilmesi yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
2-Sanık …’ın diğer sanık … ile birlikte ortak irade ve kasıt ile atılı suçları işlemesi şeklinde gerçekleşen eyleminin aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nın 116/1 ve 119/1-c maddesinde düzenlenen birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığını ihlal suçunu da oluşturacağının değerlendirilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.