Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/14869 E. 2015/4013 K. 16.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14869
KARAR NO : 2015/4013
KARAR TARİHİ : 16.06.2015

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken, TCK’nın 142/1-a ve 35. maddeleri uyarınca belirlenen 1 yıl 6 ay hapis cezasından aynı yasanın 31/3. maddesi uyarınca ceza indirimine gidildiği sırada 1 yıl hapis cezası yerine 12 ay hapis cezası şeklinde eksik cezaya hükmedilmiş ise de aynı yasanın 62. maddesi uygulanmak suretiyle sonuç cezanın 10 ay hapis cezası şeklinde doğru olarak belirlenmesi karşısında bu husus bozma nedeni yapılmamış; bu şekilde belirlenen 10 ay hapis cezasının suça sürüklenen çocuğun yaşı gözetilerek TCK’nın 50 ve 52. maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezasına çevrilerek, suç nedeniyle oluşan zararın giderilmemesi yanında suça sürüklenen çocuğun, suç tarihi itibariyle kasıtlı suçlardan almış olduğu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin mahkumiyetleri nazara alınarak neticeten hükmolunan 6000 TL adli para cezasına ilişkin mahkumiyetin açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığında dair karar verilmiş olması karşısında, her ne kadar mala zarar verme suçu bakımından hüküm kurulduğu sırada, “her iki suça sürüklenen çocuk yönünden kasıtlı bir suçtan mahkumiyetleri yoksa da kurum zararı giderilmediği” gerekçesi ile CMK’nın 231. maddesinin uygulanmamasına hükmedilmiş ise de, dosya içinde mevcut adli sicil kaydı ve hırsızlık suçu bakımından anılan maddenin uygulanmama gerekçesi dikkate alındığında, kurum zararının diğer suça sürüklenen çocuk … tarafından giderilip giderilmediğinin araştırılarak, sonucuna göre mala zarar verme suçu bakımından, suça sürüklenen çocuk … hakkında da CMK’nın 231. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekçesi ile bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye kısmen uygun olarak ONANMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuk … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Çocuk Mahkemesinin 11.3.2008 tarih 2007/203 Esas 2008/307 Karar sayılı ilamında, suça sürüklenen çocuk …’in hırsızlık suçu nedeniyle 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve “suça sürüklenen çocuğun, müştekinin zararı olan 210 YTL’yi denetim süresi içerisinde, denetim süresinin 5. ayından başlayarak 3 eşit taksitte ödemesi halinde 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23 ünci maddesi gereğince belirlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23/3 maddesi gereğince üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ” karar verildiği, 210 TL zarar kalemi içinde cam kırılması ve demir korkuluğun bükülmesi nedeniyle oluşan 55 TL’lik zararın bulunduğu da dikkate alındığında, dosya kapsamı itibariyle hükmün açıklandığına ilişkin bir bilgi de bulunmadığının anlaşılması karşısında suç nedeniyle oluşan zararın giderilip giderilmediği araştırılarak suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 168. maddesinin uygulama koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk …’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 16.6.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.