Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2015/11134 E. 2015/3622 K. 09.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11134
KARAR NO : 2015/3622
KARAR TARİHİ : 09.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuğun, müştekiye ait kapıları kilitli haldeki aracın sol arka kapı camını kırmak suretiyle araç içine girip merkezi kilit sisteminden aracın bütün kapılarını açarak suça konu eşyaları çalması şeklinde gerçekleşen eylemine uyan TCK’nın 142/1-b maddesi yerine aynı yasanın 142/1-e maddesi ile cezalandırılması yoluna gidilmesi sonuca etkili olmadığından; suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan hüküm kurulduğu sırada TCK’nın 151/1. maddesine mümas mala zarar verme suçunun kanuni tanımında hapis cezası yanında adli para cezasının da seçimlik olarak öngörülmesi karşısında hapis cezasının tercih edilmesine neden olan hukuki gerekçeler açıklanmadığı gibi hapis cezasının tercih edilmesi halinde ise, adli sicil kaydında suç tarihi itibariyle kasıtlı suçtan hapis cezası ile mahkumiyeti bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmeden aynı yasanın 50/2. maddesine muhalefet edilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; oturumların kapalı yapıldığının ve suça sürüklenen çocuk …’nın müdafii ile temsil olunduğunun anlaşılması karşısında; gerekçeli karar başlığına yargılamaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığının belirtilmemiş olması, mahallinde giderilmesi mümkün eksiklik olarak; 3.10.2011 tarihli karar oturumu kapalı yapıldığı halde, kısa karar okunmadan önce açık yargılamaya son verildiğinin belirtilmiş olması ise mahallinde düzeltilebilir maddi yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekinin 30.6.2011 günü saat 15.00 sıralarında aracını park ettiği, aynı gün saat 23.30 sıralarında baktığında hırsızlık olayını fark ettiği, UYAP sorgulamasında yaz saati uygulaması da dikkate alınarak suç tarihinde güneşin saat 05.35 te doğup, saat 1928 de battığı, TCK’nın 6/1-e maddesine göre 21.28 ile 04.35 saatleri arasında kalan zaman diliminin gece olarak kabul edilmesi gerektiği, atılı suçun gece sayılan vakitte gerçekleştiğinin kesin olarak belli olmaması nedeniyle, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince, eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü ile hüküm kurulması gerekirken, atılı hırsızlık suçundan kurulan hükümde TCK’nın 143. maddesi uyarınca artırım yapılmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
2-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçu nedeniyle 4 ay hapis cezası olarak belirlenen temel cezadan aynı yasanın 31/3. maddesi uyarınca ceza indirimine gidildiği sırada 2 ay 20 gün yerine 3 ay 10 gün hapis cezası üzerinden hesaplanmak suretiyle netice cezanın 1600 TL adli para cezası yerine 2000 TL adli para cezasına hükmolunarak fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, suça sürüklenen çocuğun sabıka kaydı ile sonuç ceza miktarı göz önüne alınmak suretiyle, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hırsızlık suçundan kurulan hüküm fıkrasından TCK’nın 143. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak, aynı yasanın 142/1-b ve 31/3 maddeleri gereğince “sonuç cezanın 1 yıl 4 ay hapis cezası” olarak belirlenmesine; mala zarar verme suçundan kurulan hüküm fıkrasına TCK nın 31/3. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun 2 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı yasanın 50 ve 52. maddesi uyarınca “netice cezanın 1600 TL adli para cezası olarak belirlenmesi” ibarelerinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Suça sürüklenen çocuğun, müştekiye ait kapıları kilitli haldeki aracın sol arka kapı camını kırmak suretiyle araç içine girip merkezi kilit sisteminden aracın bütün kapılarını açarak suça konu eşyaları çalması şeklinde gerçekleşen eylemine uyan TCK’nın 142/1-b maddesi yerine aynı yasanın 142/1-e maddesi ile cezalandırılması yoluna gidilmesi,
3-Müştekinin 30.6.2011 günü saat 15.00 sıralarında aracını park ettiği, aynı gün saat 23.30 sıralarında baktığında hırsızlık olayını fark ettiği, UYAP sorgulamasında yaz saati uygulaması da dikkate alınarak suç tarihinde güneşin saat 05.35 te doğup, saat 1928 de battığı, TCK’nın 6/1-e maddesine göre 21.28 ile 04.35 saatleri arasında kalan zaman diliminin gece olarak kabul edilmesi gerektiği, atılı suçun gece sayılan vakitte gerçekleştiğinin kesin olarak belli olmaması nedeniyle, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince, eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü ile hüküm kurulması gerekirken, atılı hırsızlık suçundan kurulan hükümde TCK’nın 143. maddesi uyarınca artırım yapılmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
4-Yargılamaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığının belirtilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-a maddesine muhalefet edilmesi,
5-3.10.2011 tarihli karar oturumu kapalı yapıldığı halde kısa karar okunmadan önce açık yargılamaya son verildiğinin belirtilmiş olması suretiyle çelişki meydana getirilmesi,
6-Suça sürüklenen çocuk …’nın gözaltında geçirdiği 1 günlük sürenin TCK’nın 63. maddesi uyarınca ceza mahkumiyetinden mahsubuna karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.