YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1095
KARAR NO : 2015/1272
KARAR TARİHİ : 27.04.2015
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, kişi hüviyeti veya sıfatı hakkında yalan beyanda bulunmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-) Sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun hükümleri de gözetilerek yapılan incelemede;
Sanığın müştekiye ait iş yerinin muhkem olan camını kırıp içeri girdiği, hırsızlığa konu malı alıp çıkacağı sırada yakalandığı ve bu şekilde hırsızlığa teşebbüs suçunu işlediği oluşa uygun olarak kabul edilen olayda; 5237 sayılı Yasanın 142/1-b, 143/1 ve 35. maddelerinde belirtilen geceleyin hırsızlığa teşebbüs suçunun yanı sıra aynı Yasanın 116/2-4 ve 151/1. maddelerinde belirtilen işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarını oluşturan eylemleri nedeniyle suç tarihi nazara alınarak CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, bu suçlardan uzlaşılsa ve sadece mahkemece lehe yasa karşılaştırılmasında gösterildiği üzere hırsızlık suçundan hüküm kurulacak olsa bile 765 sayılı TCK hükümleri uygulanmak suretiyle belirlenen hapis cezasının sanık lehine olması karşısında bu husus sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
2-) Sanık … hakkında görevli memura yalan beyanda bulunmak suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Sanığın hakkında yapılan soruşturma sırasında kendisini başka bir kişiye ait isimle tanıtıp bu kişi hakkında dava açılmasına neden olması şeklindeki eylemine uyan 765 sayılı TCK’nın 343/2. maddesinde tanımlanan suç için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık genel dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 26/02/2005 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 27/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.