Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2021/1942 E. 2021/3537 K. 12.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1942
KARAR NO : 2021/3537
KARAR TARİHİ : 12.04.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarıda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi Hazine tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay ilamında özetle; “Dava konusu taşınmaz hakkında usulünce orman araştırması yapılması, komşu taşınmazlara ait kayıt ve varsa dava dosyaları getirtilerek incelenmesi, zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, … İli … İlçesi … Mahallesinde bulunan ve bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3.294,01 metrekarelik bölüm ile (B) harfi ile gösterilen 1.057,03 metrekarelik bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün davalılar Orman İdaresi, Hazine ve … Belediyesi tarafından temyiz edilmesi üzerine onanmasına karar verilmiş, bu kez davalı Hazine tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve bu hüküm Dairemizce onanmış ise de; mahkemece önceki bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, bozma ilamında belirtildiği şekilde, tescil talebinde bulunulan taşınmaza komşu 403 parsel ve 1713 parsel sayılı taşınmazlara ait dava dosyalarının getirtilerek çekişmeli taşınmazı ne şekilde nitelendirdikleri belirlenmemiş, çekişmeli taşınmazın 1. derece doğal sit alanı ile nitelikli doğal koruma alanında kaldığı belirlenmesine rağmen tescil hükmünde bu yönde bir şerh verilmemiş, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığını tespit edilmemiş, bu suretle bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
O halde Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği dosyaya getirtilmeli, yine yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ve amenajman planı ile komşu 403 ve 1713 parsel sayılı taşınmazlar ile diğer komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise mahkeme dava dosyaları ilgili yerlerden getirtilmeli, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde ne zaman yapıldığı ve kesinleşip kesinleşmediği ve dava konusu taşınmazın imar planında ne şekilde tespit gördüğü araştırılarak, alınacak cevabi yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritaların temin edilerek dosya içerisine alınıp, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi, üç ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilmeli; yine, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarında stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu inceleme yapılarak temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını, gerçek eğime göre – teraslanmak suretiyle eğimin azaltılmasının taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceği de gözetilerek- taşınmazın öncesinin orman veya 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi kapsamında eğimi % 12’yi aşan ve dolayısıyla orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık niteliğinde orman sayılan yerlerden olup olmadığını ve taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığını, kalıyor ise ne şekilde işlem gördüğünü belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.

Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, öncesi imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu 403 ve 1713 parsel ile diğer komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; bu yolla yerel bilirkişi ve tanık beyanları değerlendirilmeli, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalıdır.
Taşınmazın öncesinin orman niteliğinde olduğu için tescil harici bırakılan yer veya 6831 sayılı Kanunun 1/j maddesi kapsamında eğimi %12’yi aşan ve dolayısıyla orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar taşınmazın davacı adına tescili için yeterli zilyetlik süresinin dolup dolmadığı gözetilmeli, çekişmeli taşınmazın 1. derece doğal sit alanı ile nitelikli doğal koruma alanında kaldığı da gözönüne alınmak suretiyle toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken maddi hata sonucu onanmasına karar verildiği anlaşılmakla, yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.01.2020 gün, 2019/6038 – 2020/110 Esas, Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.