YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1625
KARAR NO : 2021/2472
KARAR TARİHİ : 12.03.2021
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, Kumru İlçesi Küçükakçakese Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 158 ada 13, 169 ada 1, 170 ada 26 ve 172 ada 21 parsel sayılı sırasıyla 1.094.49, 2.197.83, 3.716,15 ve 395,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, ifraz, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 3/7 hisse ile iştirak halinde davacılar … … mirasçıları … ve iştirakleri adına, 1/7’şer pay ile … … mirasçılarından …, … …, … … ve … adına tespit edilmiştir. Davacılar … ve iştirakleri, irsen intikal, satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, davalıların paylarının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 158 ada 13, 169 ada 1, 170 ada 26 ve 172 ada 21 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların davacıların murisi … …’dan değil, kök muris …dan intikal ettiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Davacılar, çekişmeli taşınmazların kendi murisleri … …’dan intikal ettiğini iddia etmiş, davalılar ise kök muris …dan intikal ettiğini savunmuşlardır. Mahallinde yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi …, çekişmeli 169 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında bilgisi olmadığını, ancak diğer taşınmazların öncesinin kendi babasına ait olduğunu ve davacıların babası … …’a sattığını; diğer mahalli bilirkişi … ise, çekişmeli taşınmazların kök muris …’den intikal ettiğini beyan etmiş, davacı ve davalıların ortak tanıklarından …, 170 ada 26 parsel sayılı taşınmazı davacıların murisi … …’ın 3. kişiden satın aldığını, diğer taşınmazların kök muristen intikal ettiğini; davacı ve davalıların ortak tanığı … ise, tüm taşınmazların kök muristen intikal ettiğini ifade etmiştir. Bu haliyle, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris …’den mi intikal ettiği, yoksa davacıların murisi …’nın satın aldığını iddia ettiği üçüncü kişilere ait olup olmadığı noktasında toplanmakta olup, ne var ki Mahkemece, uyuşmazlık konusu olan bu hususlar yöntemine uygun şekilde araştırılmamış, çekişmeli taşınmazların öncesinin kime ait olduğu konusunda çelişkili ifadeler bulunduğu halde, söz konusu çelişkiler giderilmeksizin ve taşınmazların öncesinin kime ait olduğu konusu belirlenmeksizin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanak kayıtları dosya arasına getirtilmeli, bundan sonra mahallinde mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinin tümü ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanıklara, dava konusu taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi hukuki sebebe dayalı olarak kullanıldığı sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, varsa komşu taşınmazların dayanak kayıtları uygulanıp, çekişmeli taşınmazların öncesinin kime ait olduğu belirlenmeye çalışılmalı, beyanlar arasında çelişki oluşması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılarak açıklanmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve bilirkişi beyanlarını denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.