Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/9793 E. 2021/2183 K. 09.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/9793
KARAR NO : 2021/2183
KARAR TARİHİ : 09.03.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, …İlçesi…Köyü çalışma alanında bulunan ve 1957 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davalı Hazine, taşınmaz bölümünün adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) ile kodlanan taşınmaz bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, davacı yan dava dilekçesinde tarif ettiği çekişmeli taşınmaz bölümlerinin TMK’nın 713/1. maddesi gereğince adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davanın açıldığı tarih itibarı ile davacının iddiasına konu fen bilirkişi raporunda (A) ile kodlanan taşınmaz bölümünün idari yoldan davalı Hazine adına tapuya tescil edilen 398 ada 8 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, bir başka ifade ile tescili istenilen yerin aslında tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmış olmasına rağmen, davacı taraf davasını tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmemiştir. Bilindiği üzere tapuda kayıtlı taşınmazların TMK’nın 713/1 maddesine göre tescili mümkün bulunmamaktadır. Yargılama sırasında, davacı tarafça yöntemine uygun biçimde dava ıslah edilmediğine göre, davanın tapu iptali ve tescil davası olarak görülüp sonuçlandırılması hukuken mümkün değildir. Mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacı yararına zilyetlikle kazanma koşulları oluşmadığından bahisle karar verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün, gerekçesi bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (B) ile kodlanan taşınmaz bölümü hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Dava, TMK’nın 713/1. maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, bu nitelikte davalarda TMK’ nın 713/3. maddesi gereğince Hazinenin ve ilgili tüzel kişiliklerin davada taraf olarak birlikte yer alması zorunludur. Dava, Hazine ve…Belediye Başkanlığı hasım gösterilerek açılmış ve yargılama sırasında yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince …İlçesi Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmiş ise de, … Büyükşehir Belediyesi’nin de davada taraf olması gerektiği gözden kaçırılmıştır. Bu nedenle davada, taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysa ki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden esas hakkında hüküm verilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, keşif sırasında beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıklar, çekişmeli taşınmazın davacıya babasından intikal ettiğini belirttikleri halde, davacıdan taşınmazın hangi nedenle adına tescilini talep ettiği hususu açıklattırılmadığı gibi, mahalli bilirkişi ve tanıklardan da bu husus sorulup saptanılmamış ve bu yolla davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı belirlenmemiş; taşınmazın niteliğinin belirlenebilmesi bakımından en önemli unsur olan hava ve uydu fotoğraflarından yararlanılmamış; taşınmazın, komşu taşınmazları da gösterir şekilde fotoğraflar çekilerek dosyaya eklenmemiş; çekişmeli taşınmazı dıştan çevreleyen komşu parsel bulunup bulunmadığı araştırılarak, varsa bu komşu parsellerin kadastro tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler ve oluşmuş ise tapu kayıtları getirtilip mahalline uygulanarak bilirkişi ve tanık sözleri denetlenememiş ve taşınmazın önceki niteliğinin ne olduğunu açıklamaktan uzak bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle davacıdan, çekişmeli taşınmaz bölümünün kendisine ne şekilde intikal ettiği taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanıp dayanmadığı sorulup saptanmak suretiyle aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı belirlenmeli, bundan sonra davasını 6360 sayılı Kanun gereğince yasal hasım haline gelen … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na da yöneltmesi için davacıya süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkili sağlandığında adı geçen Büyükşehir Belediyesinden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği taktirde deliller toplanmalı; çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre, taşınmazın imar planı kapsamında bulunduğu anlaşıldığından imar planının kesinleşme tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile … mühendisi bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan; dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, hangi suretle tamamlandığı, taşınmaz üzerinde zilyetlik mevcut ise bu zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, taşınmaz bölümünün davacıya nasıl intikal ettiği, davacının açıklayacağı dava sebebi de dikkate alınarak taşınmaz bölümünün paylaşım, satın alma, bağış ya da başka yolla davacıya geçip geçmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; … mühendisi bilirkişisinden, komşu parseller ile hava ve uydu

fotoğraflarından yararlanılmak suretiyle, taşınmazın evveliyatının ne olduğunu ve zirai faaliyete konu olup olmadığını, toprak yapısını, eğimini, bitki örtüsünü, tarımsal niteliğini ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, ekonomik amaca uygun tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığını, zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, haritaların ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını, tasarrufun nasıl sürdürüldüğünü, taşınmaz üzerindeki ağaçların hangi tarihlerde dikildiğini belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.