Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/9477 E. 2021/3433 K. 08.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/9477
KARAR NO : 2021/3433
KARAR TARİHİ : 08.04.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, … İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 691, 713, 718, 109 ada 4, 111 ada 7 ve 13 parsel sayılı sırasıyla 4676.56, 925.08, 258.49, 2.512.75, 1.175,61 ve 3.373,55 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, iştiraken … oğlu … mirasçıları adına tespit ve tescil edilmiş, 111 ada 7 parselin beyanlar hanesine “(A) harfi ile gösterilen 2 katlı evin … oğlu …’na, (B) harfi ile gösterilen 3 katlı evin …’na ait olduğu” şerh edilmiştir. Davacılar … oğlu … ve …, vasiyetname ve devir senetlerine dayanarak, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 111 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 21.11.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfi ile gösterilen 545,30 metrekare yüzölçümündeki kısmının bahçe ve kargir iki katlı ev vasfı ve aynı parsel numarası ile davacı … oğlu … adına, (B) harfi ile gösterilen 630,31 metrekare yüzölçümündeki kısmının bahçe ve kargir üç katlı ev vasfı ile aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı … adına tesciline; çekişmeli 105 ada 691, 713, 718, 109 ada 4 ve 111 ada 13 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 111 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Dava konusu 105 ada 691, 713, 718, 109 ada 4 ve 111 ada 13 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacılar, dava konusu taşınmazları senetlerle devraldıklarını belirterek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlar, delil olarak 11.11.1987 tarihli resmi vasiyetname ile bir kısım senet suretleri sunmuşlar ve 10.01.2014 tarihli dilekçeleri ile de, dava konusu taşınmazların 11.11.1987 tarihli vasiyetname ile dedeleri … oğlu … tarafından kendilerine vasiyet edildiğini belirtmişlerdir. Davalılardan …, dava konusu taşınmazların …’ nun tüm mirasçılarına ait olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazların davacılara ait senetlerle birebir örtüşmediği, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre davacıların taşınmazlar üzerinde fiili hakimiyetlerinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Davacıların dayandıkları 11.11.1987 tarihli resmi vasiyetnamede, … oğlu …’ nun mevki ve hudutları belirtilen bir kısım taşınmazlarını torunları olan davacılar … oğlu … ve …’na bıraktığı belirtilmiştir. Nüfus kaydının incelenmesinde vasiyet eden …’nun 14.10.1996 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece mahallinde iki kez keşif yapılmış, ancak yerel bilirkişi ve tanıklara vasiyetnamede belirtilen taşınmaz hudutları tek tek okunup açıklattırılmamış, yalnızca uyar uymaz şeklindeki soyut beyanları ile yetinilmiş ve ayrıca komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve varsa dayanakları getirtilip denetlenmemiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacıların dayandıkları 11.11.1987 tarihli resmi vasiyetnamenin aslı veya onaylı örneği ile komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları, tapu kayıtları ve varsa tespite esas dayanak kayıtların onaylı örnekleri getirtilerek dosya içerisine konulmalı; davacılara vasiyetnamede yer alan taşınmazlardan hangisinin hangi dava konusu taşınmaz olduğu açıklattırılmalı, bundan sonra çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılarak, davacıların dayandıkları vasiyetnamede yer alan taşınmazların mevki ve hudutları tek tek okunmak suretiyle yerel bilirkişi ve tanıklar yardımıyla zemine uygulanmalı, fen bilirkişiye vasiyetnamede yer alan taşınmazlar hakkında tarif edilen sınır yerleri, denetime elverir şekilde düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, vasiyetnamenin uyup uymadığı komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla da denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle bu çelişkinni giderilmesine çalışılmalı ve çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.