YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/9167
KARAR NO : 2021/4128
KARAR TARİHİ : 28.04.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, … İlçesi …/… Mahallesi çalışma alanında bulunan 104 ada 41 ve 105 ada 11 parsel sayılı sırasıyla 1.504,21 ve 6.161,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına; 104 ada 5 parsel sayılı 7.607,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle payları oranında davalı … ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiş; 101 ada 2 parsel sayılı 28.662,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise hükmen … ve müşterekleri adına payları oranında tescil edilmiş; …/… Mahallesi çalışma alanında bulunan 181 ada 30 parsel sayılı 23.422,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … ve müşterekleri adına tespit ve tescil edildikten sonra, davalı … payı yargılama sırasında satış suretiyle tapuda kayden… adına intikal ettirilmiş; 182 ada 88 parsel sayılı 22.018,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise,… Belediye Başkanlığı adına tespit ve tescil edildikten sonra, hükmen davalı … ve müşterekleri adına payları oranında tescil edilmiştir. Davacı …, taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği iddiasına dayanarak, tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli 101 ada 2, 104 ada 5 ve 105 ada 11 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle; çekişmeli 181 ada 30 parsel sayılı taşınmaz yönünden husumet yokluğu nedeniyle; çekişmeli 104 ada 41 ve 182 ada 88 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise esastan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve vekalet ücretine yönelik olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre, çekişmeli 101 ada 2, 104 ada 5 ve 105 ada 11 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu parseller hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Çekişmeli 104 ada 41 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açmıştır. Dava konusu taşınmazın kadastro tespiti 07.03.2000 tarihinde kesinleşmiştir. Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı 08.06.2010 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğine göre, davanın bu gerekçe ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibarı ile yerinde olduğundan hükmün, gerekçesi açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Çekişmeli 181 ada 30 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, davalının çekişmeli taşınmazın kayıt malikleri arasında bulunmadığı gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Dava tarihi itibari ile dava konusu taşınmazın davaya konu olan 4/6 pay oranında kayıt maliki davalı … olup, dava adı geçene yöneltilerek açılmıştır. Ne var ki, dosyaya getirtilen kayıt ve belgelerden, yargılama sırasında davaya konu olan payın el değiştirdiği ve … adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi uyarınca, dava sırasında dava konusunun üçüncü kişiye devri halinde, davacının seçimlik hakkı bulunmaktadır. Buna göre davacı, davasını eski malike karşı tazminat davasına dönüştürebileceği gibi, devreden kişiye karşı olan davasından vazgeçerek davaya yeni malike karşı devam edebilir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31.05.2013 tarih 2012/1853 Esas, 2013/803 Karar sayılı ilamında da, “davada taraflardan birinin müddeabihi başkasına temlik ettiğini öğrenen mahkemenin, bu hali kendiliğinden gözeterek seçimlik hakkına binaen davacıdan talebini sorması ve davacının vereceği cevaba göre işlem yapılması” gerektiği açıklanmaktadır. Çekişmeli taşınmazın davaya konu olan payı yargılama sırasında üçüncü kişiye devredildiği halde Mahkemece, davacıya seçimlik haklarından hangisini kullanmak istediği sorulmamış, yeni malike karşı davaya devam etmek istemesi halinde, davanın, çekişmeli taşınmazı devralan kişiye yöneltilmesi gereği üzerinde durulmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmazın yargılama sırasında üçüncü kişiye devredildiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi uyarınca davacıya seçimlik haklarından hangisini kullanmak istediği sorulmalı; yeni malike karşı davaya devam etmek istemesi halinde davacıya, davasını çekişmeli taşınmazın davaya konu olan 4/6 payını devralan Sema Özge Aslan’ a yöneltmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
4- Dava konusu 182 ada 88 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, çekişmeli taşınmazın davaya konu olan payının (12/105 pay) müşterek murisleri… ve …’dan intikal ettiğini ileri sürerek, mirasçılar adına tescili istemiyle dava açmış; davalı ise, taşınmazın müşterek murisleri… ve …’dan geldiğini, murislerinin ölümünden sonra taşınmazın mirasçılar arasında taksim edilmediğini, ancak taşınmazın yıllardır zilyetlikliğinde bulunması nedeniyle kendisine ait olduğunu savunmuştur. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarafların müşterek murisi…’dan intikal ettiği, murisin ölümü ile de davalıya kaldığı ve davalının zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları, çekişmeli taşınmazın tarafların müşterek murisi…’ten geldiğini ve ölümünden sonra mirasçıları arasında taksim edilip edilmediğini bilmediklerini beyan etmişlerdir. Buna göre, dava konusu taşınmazın davaya konu olan payının tarafların müşterek muris…’ten intikal ettiği ve ölümünden sonra da terekesinin tüm mirasçılarının katılımı ile yöntemine uygun şekilde taksim edilmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı ve davaya konu olan 12/105 payından davacının miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.