Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/8881 E. 2021/4126 K. 28.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8881
KARAR NO : 2021/4126
KARAR TARİHİ : 28.04.2021

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, … İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 111 ada 1 parsel sayılı 3.181,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … ve müşterekleri adına eşit payla tespit edilmiştir. Davacı …, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tespitin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında müdahil …, aynı nedenlere dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın ölü oldukları belirtilmek suretiyle … … ve … adlarına tapuya kayıt ve tesciline, 10.09.2015 tarihli fen bilirkişisi rapor ve krokisinde (B) harfiyle gösterilen taşınmaz üzerindeki evin …’a, (C) harfiyle gösterilen evin ise …’a ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı, müdahil davacı … ve davalılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı …, çekişmeli taşınmazın kendisi ve kardeşi …’a babaları …’den intikal ettiğini ileri sürerek, adlarına tescili istemiyle dava açmış; müdahil …, aynı nedenlere dayanarak davaya katılmış; davalı …, çekişmeli taşınmazın kardeş olan dedelerine ait olduğunu ve dedelerinin kendi aralarında yapmış oldukları taksimle davacı ve müdahilin babası olan …’e düştüğünü, sonrasında ise davacı ve müdahil tarafından kullanıldığını ve bu kişilerin müşterek malı olduğunu, kendisi ve müştereklerinin taşınmazda haklarının bulunmadığını; davalılar … ve … ise, taşınmazın murislerinden intikal ettiğini ve Şatıroğullarından geldiğini, ancak taşınmazın paylaşıldığını savunmuşlardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın … … ve …’ye ait olduğu, bu kişilerin bir asır kadar önce vefat ettikleri ve taşınmazın mirasçılarına kaldığı, tüm mirasçıların katılımıyla usulüne uygun taksim yapılmadığı ve bu kişilerin mirasçılarının tespit edilemediği gerekçesiyle ölü oldukları belirtilmek suretiyle taşınmazın … … ve … … adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmadığı gibi; sözü edilen kişilerin mirasçıları yöntemince araştırılmadan ve bu kişilerin kimlik bilgileri dahi belirlenmeden infazı kabil olmayacak şekilde ve ölü kişiler adına tescil kararı verilmiş olması da usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tarafların aynı kök murisin mirasçıları olup olmadığı, (… … ve … …’nin) aynı kök murisin mirasçıları olmaları durumunda taşınmazın ortak murise ait olup olmadığı, tespit tarihine kadar tüm mirasçılar arasında geçerli bir taksimin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin ne olduğu, mirasçılık ilişkisi varsa çekişmeli taşınmazın ortak muristen gelip gelmediği, mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği hususları yeterince araştırılmamış; davacı ve müdahil ile davalılar arasında mirasçılık ilişkisinin bulunmaması halinde, tapusuz olan çekişmeli taşınmazda uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği düşünülmemiş; dinlenen yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, çekişmeli taşınmazın kardeş olan … … ve … …’ye ait olduğunu ve bu kişiler vefat ettikten sonra mirasçıları arasında taşınmazlarının taksim edildiğini beyan ettikleri halde, taraflar arasında mirasçılık ilişkisinin bulunup bulunmadığı yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından sorulmamış ve dava konusu taşınmaz hakkında ayrıntılı beyan alınmaksızın, soyut, çelişkili ve yetersiz beyanlara itibar edilerek karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, … … ve … …’nin tüm mirasçılarını gösterir nüfus kayıtları ve veraset ilamları dosya içerisine alınmak suretiyle taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı belirlenmeli, bundan sonra mahallinde, tespit bilirkişileri, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taraflar arasında mirasçılık ilişkisinin bulunup bulunmadığı, mirasçılık ilişkisi var ise çekişmeli taşınmazın ortak muristen gelip gelmediği, taşınmazın bilinen ilk malikinin kim olduğu, tüm mirasçılar arasında yapılmış geçerli bir taksimin bulunup bulunmadığı, taksim yapılmış ise her bir mirasçıya hangi taşınmazın düştüğü, taşınmaz düşmeyen mirasçının miras payına karşılık ne aldığı, taşınmazın kimden kime ve ne şekilde intikal ettiği, taşınmazı eylemli olarak kimin ve ne kadar süre kullandığı hususlarında, olaylara dayalı ve ayrıntılı beyanları alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil tüm taşınmazların tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli; yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; taraflar arasında mirasçılık ilişkisinin bulunmadığının anlaşılması halinde uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözüleceği göz önünde bulundurularak, kadastro tespit gününe kadar davacı ve müdahil taraf yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.