Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/8650 E. 2020/5000 K. 02.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8650
KARAR NO : 2020/5000
KARAR TARİHİ : 02.11.2020

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay ilamında özetle “davacı Hazine tarla niteliği ile davalılar adına tespit edilen taşınmazlara yönelik olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış olup; çekişmeli taşınmazlar sınırında orman niteliğindeki taşınmaza hudut olduğu halde, orman yönünden bir araştırma yapılmamış, uzman ziraat bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazlar üzerindeki meşe ağaçlarının kapalılık durumları belirlenmemiş; davalıların dava sırasında dayandıkları tapu kayıtları yöntemince uygulanmak suretiyle taşınmazlara uyup uymadıklarının saptanmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye elverişli olmadığı belirtilerek; Mahkemece, öncelikle taşınmazların bulunduğu bölgede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığının araştırılması; orman sınırlandırılması 4785 sayılı Yasa hükümleri nazara alınarak yapılmış ve kesinleşmiş ise haritası uygulanmak suretiyle, sınırlandırma 4785 sayılı Yasa hükümleri nazara alınmadan 3116 sayılı Yasaya göre yapılmış ve taşınmaz tahdit sınırları dışında kalıyor ise veya orman sınırlaması kesinleşmemiş ya da sınırlandırma hiç yapılmamışsa, mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, davalıların dayandıkları tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, revizyon gördükleri tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılarak ve çevre arazide dikkate alınmak suretiyle, çekişmeli taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumunun saptanması; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmesi; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmesi; fen ve uzman orman bilirkişilerinden uygulamayı ve keşfi denetlemeye elverişli ayrıntılı raporlar alınması, dayanılan tapu kayıtları değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Yasa’nın 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamının belirlenmesi; asıl taşınmazların kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığının kabul edilmesi; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, Dava konusu Kemaliye İlçesi Topkapı Köyü, 107 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 13 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün 107 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ONANMASINA,
2- 107 ada 13 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; 6100 sayılı HMK’nın, “hükmün kapsamı” başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile T.C. kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin de kararda yer alması gerektiği düzenlenmiştir. Belirtilen Yasa hükmüne göre tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin karar başlığında gösterilmesi zorunludur. Dava konusu 13 parsel sayılı taşınmaz hakkında 29.09.2007 tarihinde düzenlenen kadastro tespit tutanağında tespit maliki olarak … ve …’nın belirlendiği ancak … tarafından tespite itiraz edilmesi üzerine Kadastro komisyonunun 14.12.2007 tarihli tutanağı ile itirazın kabulüne ve taşınmazın muteriz … adına tespit edilmesine karar verildiği gözertilmeksizin Mahkemece, bu yasal düzenlemeye aykırı düşecek şekilde karar başlığı düzenlenmiş olup, karar başlığında …’in adına yer verilmemiştir. HMK’nın 297. madde uyarınca karar başlığında bulunması zorunlu olan bilgilerin eksik ve hatalı gösterilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 107 ada 13 parsel sayılı taşınmaz yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.