YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8534
KARAR NO : 2021/319
KARAR TARİHİ : 26.01.2021
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 17.09.2019 gün ve saatte davalılar Hazine vekili Avukat …, Orman İdaresi vekili Avukat …’un geldiği görüldü. Gelenlerin yüzlerine karşı 20. Hukuk Dairesi’nce duruşma yapılmış olup; tarafların sözlü açıklamaları dinlenerek eksikliklerin tamamlanması için geri çevrilip geldikten sonra, dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı ile Dairemize tevdii üzerine tetkik hakiminin inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle “tarafların dayandığı dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planının ilgili yerlerden getirtilip, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, değişebilir sınırları içeren dayanak tapu kayıtlarının zemine yöntemince kapsamlarının yüzölçümlerine göre belirlenmesi, asıl taşınmazın kapsamı orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığının kabul edilmesi, tescil ilamının tescil davasında taraf olanları HYUY 237. maddesine göre bağlayacağının düşünülmesi, tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde ve bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı … ile katılanlar … ve …’nun davalarının reddine, dava konusu…İli … İlçesi …Mahallesi 321 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline, 368 ada 5 parsel, 368 ada 34 parsel, 369 ada 13 parsel sayılı taşınmazlar yönünden usulünce açılmış dava bulunmadığından bu taşınmazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ve katılanlar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davaya konu taşınmaz bölümlerinin orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bozma ilamına uyulduğu halde davacı ve asli müdahillerin dayandıkları tüm tapu kayıtları tedavülleri ile birlikte getirtilerek usulünce uygulanmamış, davacı ve asli müdahillerin hangi taşınmazda tapu kaydına hangi taşınmazda zilyetliğine dayalı olarak iddiada bulundukları duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiş, dava konusu edilen taşınmazların dava konusu 321 ada 1 parsel sayılı taşınmaz dışında başka parsellerde kalıp kalmadığı araştırılmamış, tapu kayıtları kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümleri yönünden ziyetlikle mülk edinme koşulları oluşup oluşmadığı eski tarihli belgeler de incelenmek suretiyle değerlendirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılma hakkın ihlal edilmemesi bakımından ilamın gereklerinin tam olarak yerine getirilmesi zorunludur.
O halde; Mahkemece, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile 1980-1985-1990 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilmeli, ayrıca davacı ve asli müdahillerin dayandığı tapu kayıtlarının tamamı ilk tesis tarihinden itibaren tüm geldi ve gittileri ile birlikte getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilerek dosya arasına alınmalı, tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise dava dosyası aslı getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlik yolu ile ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazların 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yapılacak araştırma sonucu çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, davacı ve asli müdahillerin dayandığı tapu kayıtlarının 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısında hukuki kıymetinin olup olmadığı tartışılmalı; taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığının belirlenmesi halinde ise bu kez taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, teknik bilirkişi eliyle tapu kayıtlarının varsa krokisi/haritası zemine uygulanarak kaydın kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının krokisinin/haritasının bulunamaması veya uygulanamaması durumunda, tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli bilirkişilerin gösteremediği sınırlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından kroki üzerinde işaretlenmeli, tapu kayıtlarının değişebilir sınırlar içerdiği de dikkate alınıp 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddesi uygulanarak çekişmeli taşınmazların davacıların dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız şekilde saptanılmalı; tapu kaydının uymadığının ya da miktarı ile taşınmazların tamamını kapsamadığının anlaşılması halinde zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı denetlenmeli; keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, davacı ve asli müdahillerin hangi taşınmazda tapu kaydına hangi taşınmazda zilyetliğine dayalı olarak iddiada bulundukları ve dava konusu edilen taşınmazların dava konusu 321 ada 1 parsel sayılı taşınmaz dışında başka parsellerde kalıp kalmadığı araştırılarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.01.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.