Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/8458 E. 2020/6416 K. 25.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8458
KARAR NO : 2020/6416
KARAR TARİHİ : 25.12.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı … ve müşterekleri, … Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davalı Hazine taşınmazlar hakkındaki davanın reddine ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile; fen bilirkişisinin 03.12.2015 tarihli raporunda (G) harfiyle gösterilen kısmın davacılar …, … ve … adlarına; (F) harfiyle gösterilen kısmın orman vasfı ile davalı Hazine adına tesciline; (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleriyle gösterilen kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … ve müşterekleri vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, fen bilirkişisinin 03.12.2015 tarihli raporunda (G) harfiyle gösterilen bölümün orman vasfında olmadığı ve zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davacılar adına; (F) harfiyle gösterilen bölümün orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman vasfı ile davalı Hazine adına; (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleriyle gösterilen bölümlerin ise orman tahdit sınırları içinde oldukları gerekçesiyle bu bölümler yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede yapılan tüm orman tahdit çalışmaları araştırılarak dosya içine alınmamış ve dosya içindeki Orman bilirkişi raporunda 1989 yılında belirlenen orman sınırının, 4999 sayılı Yasa ile sınır düzeltmesi yapıldığı ve davacılar lehine tesciline karar verilen taşınmazın orman sınırları dışında olduğu belirlenerek hüküm kurulmuşsa da 4999 sayılı Yasaya göre yapılan çalışmaların hangi tarihte yapıldığı anlaşılamadığı gibi bu çalışmalara itiraz edilip edilmediği kesinleşip kesinleşmediği de anlaşılamamaktadır. Mahkemece yörede yapılan tüm orman kadastrosu çalışmalarına ilişkin tutanaklar dosya içine alınmamış ve taşınmazların konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiş, denetime elverişli olmayan hava fotoğrafının incelenmesi ile yetinilmiş, bölgede onaylanan bir imar planının varlığı araştırılmamış, şayet imar planı varsa imar planının onaylandığı tarihten yoksa dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi en az üç döneme ilişkin üç ayrı hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde usulünce inceleme yapılmamıştır. Çekişmeli taşınmazın tesis kadastrosu sırasında neden tescil harici bırakıldığı sorulmamış, taşınmaza doğu yönünden komşu bulunan taşınmazın başka bir tescil davasına konu olduğu belirtilmiş olduğu halde akibetinin ne olduğu belirlenmemiştir. Taşınmazın evveliyatının ne olduğu ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, toprak yapısını, eğimini, bitki örtüsünü tarımsal niteliğini ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, ekonomik amaca uygun tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığını, zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve varsa imar planına kadar yoksa dava tarihine kadar yirmi yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin tamamlanıp tamamlanmadığı araştırılmamış, taşınmazın öncesinin ne olduğu ve imar ve ihya edilip edilmediğini belirlemekten uzak raporlar hükme esas alınmış olduğundan bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması hukuken mümkün değildir. Kabule göre de Mahkemece infazı problem çıkarmayacak şekilde taşınmazın bulunduğu yer, cinsi ve yüzölçümü yazılmak suretiyle doğru sicil oluşturmak suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tüm orman tahdit ve kadastro çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği; çekişmeli taşınmazları ve komşularını gösterir tesis kadastrosu sonucunu oluşan paftaları; çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede varsa imar planlarına ilişkin bilgi ve belgeler; yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden, şayet dava tarihinden önce imar çalışması varsa imar tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, iki jeodezi-fotogrametri harita mühendisi bilirkişisi ve bir ziraatçı bilirkişisi ile yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı; keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyedlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, lehine tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıt ve belgeye dayanılmaksızın zilyetlik yolu ile tesbit ya da tescil edilen taşınmaz olup olmadığı yöntemince araştırılarak, bu nitelikte tespit edilmiş taşınmazlar varsa 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesindeki miktar sınırlamalarının aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.