Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/753 E. 2020/3360 K. 23.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/753
KARAR NO : 2020/3360
KARAR TARİHİ : 23.09.2020

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, … İli … İlçe … Köyü çalışma alanında bulunan 138 ada 4 parsel sayılı 33.923,15 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı … ile davalı … ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacı …, miras yoluyla gelen hakka, pay satın almaya ve hibeye dayanarak, davalılardan … mirasçılarına ait payların tespit edilenden az olması gerektiğini öne sürerek, adı geçen davalıların paylarınınn kısmen iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli 138 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kısmen iptaline, … mirasçıları …, …, … ve …’ün verasete iştirakli olarak tespit edilen 12/72 hissesinin iptal edilerek 6/72 hisse olarak, … oğlu …’ün 12/72 olarak belirlenen hissesine iptal edilen 6/72 hissenin eklenerek toplam 18/72 hisse olarak tapuya kayıt ve tesciline, diğer kayıt malikleri yönünden tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti, zilyetliğe dayalı olarak davacı ve davalılar ile dava dışı bir kısım paydaşlar adına yapılmıştır. Davacı, … mirasçısı olan davalılar aleyhine açtığı davada; kadastro sırasında kendisi adına tespit edilen pay ile … mirasçıları adına toplam tespit edilen payın eşit olarak tespit edildiğini, oysa dava konusu taşınmazın ortak kök miras bırakınları … kaldığını, … mirasçılarından Kadir’e ait payın yarı hissesi 16.09.1937 tarihli senet ile dedesi …’e, diğer yarısı da 25.04.1961 tarihli senet ile babası …’e satıldığı için babası …’a daha fazla pay geçtiğini, ayrıca halası …’nin 28.02.1989 tarihli senet ile payını kendisine hibe ettiğini, dolayısıyla …nin payının da kendine geçtiğini, bu sebeple davalı … mirasçılarının payının daha az olması gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece, fiili kullanım durumuna ve davacı tarafından dosyaya sunulan satım ve hibe senetlerine göre, pay sahibi olanlar dikkate alınarak davacının iddiasını kısmen ispat ettiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.
Dava, davacı … ile … mirasçıları olan davalılar arasında görüldüğüne göre, uyuşmazlığın çözümü için çekişmeli taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime veya kimlere ne şekilde intikal ettiği, davacının iddiasına dayanak yaptığı senetlerin dava konusu taşınmaza ait olup olmadığı hususlarının belirlenmesi, bunların sonucu olarak da davacı adına tespit edilmesi gereken payın, kadastro tespitinde belirlenen paydan fazla olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekir.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile gerektiğinde HMK’nın 31. madde uyarınca taraflardan yeniden tanık göstermeleri istenerek bu yönteme göre tespit edilecek taraf tanıklarının katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı hususlarında, taşınmazın tapulama tutanağında yazılı hususlar ve önceki keşifte alınan beyanlarda okunmak suretiyle, maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; davacı tarafın dayandığı senetlerde yer alan mevki ve hudutlar, tek tek okunup sorulmak suretiyle çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadıkları tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmeli; yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarında çıkabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisinden, kayıt uygulamasını gösterir ve keşfi takibe elverişli rapor düzenlemesi istenmeli; bu şekilde davacının adına tespiti gereken payın kadastro tespiti ile belirlenen pay kadar ya da daha az olduğunun anlaşılması halinde davanın reddine karar verilmesi gerektiği; aksi halde, gerektiğinde dosya bilirkişiye tevdi edilmek suretiyle davacının eksik kalan payından, davalıların payına isabet eden oran belirlenerek, bu miktardaki payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeli ve bundan sonra toplanan tüm deliller tutanak içerikleri ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.